Image Slider

Kyoto Animasyon Stüdyosuna Saldırı (KyoAni)

| Tarih:
Cuma, Temmuz 19, 2019

18 Temmuz 2019 tarihinde Kyoto'da bulunan Kyoto Animasyon stüdyosuna şüpheli bir saldırı gerçekleşti. Şuan itibari ile saldırı sonucu 33 kişi hayatını kaybetti, 41 kişi yaralandı.

Kyoto polisine göre 1989 yılından beri en yüksek ölümle sonuçlanan kundaklama saldırısı.

Stüdyo'ya saldırı esnasında "ÖLÜN" şeklinde bir adamın bağırdığı ihbar edildi. Yaralanan 41 kişi bölgedeki yerel hastanelere sevk edildi. Saldırı sabah 10:35 civarında gerçekleşti ve bu saat içerisinde binada +70 kişinin olduğu söyleniyor.

Bildirilere göre 10 ceset binanın 2. katından çıkarıldı. (5 kişi yangından haberi olmadan merdivenden yukarı çıkarken ateşlerin arasında kaldı.) Yangından ötürü itfaiye yetkilileri bina içerisinde arama yaparken zorlandığını ve çok fazla cesedin bulunduğunu söylüyor.

Etrafta bulunan kişilerce; kundaklama sonrası büyük bir patlama gerçekleşti. Binadan ciddi derece siyah dumanlar çıktı.

59 yaşında Japon bir kadın; "Saldırıdan sonra uzun saçlı ayakları çıplak ve kanlı görünen bir adam şarkı söyleyerek yere uzanıyordu" dedi. 

Saldırganın 41 yaşında bir erkek olduğu söyleniyor. Kyoto Valiliği Polis Sözcüsü, beyaz bir sıvı dökülerek binanın ateşe verildiğini onayladı.

Kyoto Stüdyosu'nun (KyoAni) bugüne kadarki önemli işleri: 'K-On', 'Suzumiya Haruhi No Yuutsu', 'A Silent Voice', 'Clannad' ve 'Kobayashi-san Chi No Maid Dragon'


Olayın etkisi azaldıktan sonra KyoAni şirketinin başkanı Hideaki Hatta "Kalbimize büyük bir yara verdi, şiddete başvurmanın sebebi nedir, ne yararı var?" şeklinde konuştu. 

Anime hayranları ve saldırıya uğrayan kişilerin aileleri sosyal medya üzerinden başsağlığı mesajları gönderip #PrayForKyoAni etiketini başlattı. Hayranlar şirkete yardımcı olmak için öğlen 14:00'dan sonra yardım kampanyası başlatarak an itibari ile 950,000$ dolar topladı.

Japon başbakanı Shinzo Abe twitter hesabında "Çok fazla insan öldü ve yaralandı. Bu çok korkunç söyleyecek bir söz bulamıyorum" dedi.

Halk saldırıyı yapan kişinin ölüm cezası ile çarptırılmasını istiyor. (Japon anayasası içerisinde net bir şekilde uygulanmasada kasıtlı olarak ahşap evleri ateşe verip zarar veren kişilerin ölüm cezası ile çarptırılabileceği maddeler bulunuyor. Nitekim 2008 yılında Osaka'da benzer bir olayda 16 kişinin ölmesine sebep olan kişi idam cezası aldı.) 

Yaşanan saldırı yüzünden Japonya, anime ihracatında sponsor desteğinin azalacağını düşünüyor.

Waseda Üniversitesi yangın uzmanı NHK'ya verdiği röportajda, binanın içerisinde döner bir merdiven olduğunu bu sebeple yangının hemen yayıldığından bahsetti. 

~ ~


19 Temmuz 2019 - Binanın yakınlarında iki benzin tenekesi, bir sırt çantası, bir el arabası, 5 adet uzun bıçak bulundu.

Saldırganın polis ile geçen diyaloğunda bağırarak kendisinden birşey çalındığından bahsettiği söylendi. Bugünkü görüşmelere göre KyoAni stüdyosu saldırganın mangalarını çalmış. Soruşturma devam ediyor.

Tokyo'da Sevgililer Günü Karşıtı Yürüyüş Gerçekleştirildi (Romantik Kapitalizm)

| Tarih:
Çarşamba, Şubat 13, 2019


14 Şubat sevgililer günü perşembe gününe gelmiş olsada Japon hükümetinin kapitalist yaklaşımıyla verdiği mesajlar halkın sevgililer gününü cumartesi kutlaması gerektiği yönünde. Yapılan indirimler ve etkinliklerde cumartesi gününe denk getirilmiştir. Buda devrimci bir örgüt olan "Sevilmeyen erkekler" örgütünün romantik kapitalizme karşı bir yürüyüş yapmasına neden olmuştur.

Katılımcılar toplandıktan sonra polis eşliğinde Shibuya sokaklarında yürüyüşe geçtiler. Örgütün lideri olan Akimoto'nun megafondan "Sevgililer gününü bitirin", "Romantik kapitalizmi ezin!", "Üreticilerin komplolarını desteklemeyin, bizleri kontrol ediyorlar" şeklinde beraberce bağırdıkları gözlemlendi.

Akimoto'nun ismi size tanıdık gelmişse hafızanızı biraz zorladığınızda hatırlayacaksınızki, aynı devrimci hareketini Noel arifesinde de yapmıştı.

Pankartları tutan ve etraflarında olan birkaç kişinin çaktırmadan güldüğünü görebilirsiniz, ancak Akimoto'nun anlatmak istediği gerçeklerde çok yanlış sayılmaz. Çünkü yürüyüşün devamında "İnsanları sevgililer gününde kaç tane çikolata aldığına göre değerlendirmeyin", "Sevilmeyen, sevgilisi olmayan insanlarla dalga geçmeyin" diyerek bağırmıştır.

Grup ilerleyen dakikalarda insanları yönlendirdiğini düşündükleri çikolata markaları olan "Godiva" ve "Black Thunder" markalarınıda eleştirip uzun bir süre sessiz durma prostestosu yapmıştır.

Sevilmeyen erkekler örgütünü ciddiye almak zor çünkü etraflarındaki insanlar yaptıkları işin komikliğinin farkındalar, etraflarına bakıp ne kadar saçma bir iş yapıyoruz deselerde Akimoto'nun ifade etmek istedikleride ortada. Bunun yanısıra toplanan grup arkadaşlıklarından gayet mutlu bir şekilde Shibuya sokaklarında protestolarını gerçekleştirdi.

Video Linki: [TIK]

Haruki Murakami'nin 'Yeraltı' Kitabı Japonyaya Soğuk Bir Ders Vermeye Devam Ediyor

| Tarih:
Cuma, Ekim 12, 2018

20 Mart 1995 Sabah: Haruki Murakami Oiso Kanagawa eyaletinde kitap raflarını düzenlemekteydi.

Aynı saatlerde Tokyo metrosunda hareketli anlar yaşanıyordu. Aum Shinrikyo üyesi üç kişi şemsiyelerinin sivri uçlarıyla, taşıdıkları poşetleri delerek sarin gazı saldırısını düzenledi.

13 kişiyi öldüren bu saldırı, sözde barış ortamı arayan örgütün verdiği sonuçtu.

Murakami saldırıyı haberden öğrendikten sonra büyük bir şok yaşadı fakat onun açısından Japonya'ya bakacak olursak ülkenin yaşadığı doğal afetler ve geçmişten gelen sorunlar çerçevesinde bu saldırının basit bir "kötülükden" ibaret olmadığını hissediyordu. Yabancıların kendileri hakkında başarısız bir toplum olduğunu düşüneceklerini, aum olgusunun Japon benliğiyle bir bütün olarak bakılacağını daha fazla düşünmek istemedi. Olayın mağdurlarını, aum'u savunan, düşünen tüm insanları araştırarak sonuçları resmetmek istedi. Sonuç: 'Yeraltı: Tokyo Gazı ve Japon Ruhu' oldu.

Murakami derinlemesine yaptığı araştırmayla gazeteciliğe de adım attı. -Yaptığı bu araştırma geçtiğimiz mart ayında 20. yılına girdi. Aum lideri Shoko Asahara ve saldırıda yardımı dokunan 12 örgüt üyesi Temmuz 2018'de idam edildi. Buda Yeraltı kitabının tekrar değerlenmesini sağladı.

Tokyo üniversitesinde sosyo-kültürel çevre çalışmaları konusunda araştırmada bulunan Mayumi Fukunaga "Saldırıdan önce bile Aum üyelerinin neden bu tarz davranışlar sergiledikleri konusunda çok az bilgiye sahiptik." Aynı zamanda 'Yeraltı' kitabının 1990 yılındaki Japon toplumuna karşı bir bakış açısı getirdiğini ifade etti. Fukunaga konuşmasına devam ederek "Bu tarz felaketleri tekrar yaşamamamız için kendimi konuşmak zorunda hissediyorum. Aum Shinrikyo olgusu bir sapkınlık değildi. Toplumumuzun yapısal patolojik bir durumu." dedi.

Kitabın ilk yarısı hayatta kalanlar, aile üyeleleri, tren çalışanları ve ismi gizlenen kişilerden alınan bilgilerden oluşuyor. 
Tokyoda sabah saatinde tren istasyonu: Japonya'nın bütün homojenliğini ve inançlarını ortaya sermektedir.

Murakami; Sarin gazıyla bütünleşmiş gazeteleri çıplak el ile toplayan istasyon çalışanından, zehirli gaz salınımlarına alışmış bir kadın öğretmene, boşanmak üzere davaya giden bir karides satıcısına kadar bir çok insandan çok değişik cevaplar alıyordu. Bazı cevapları okuyucular tarafından dinlemek zor olabilir özellikle sarin gazının insan vücuduna temasıyla verdiği tepkileri mide bulandırıcı ayrıntılarla duyduktan sonra. Aslında Murakami hariç hayatta kalanların büyük bir çoğunluğu olayları geride bırakmaya özlem duyuyorlar.

Watanabe Kazan: Edo Dönemine Göre Çok Açık Fikirli

| Tarih:
Cumartesi, Haziran 02, 2018

Kapalı bir ülkede yaşadığınızı hayal edin. Japonya iki yüzyıldan uzun süre özellikle 1630'lu yıllarda hristian karşıtı hareketler ve 1850'li yıllarda da Amerika'nın "Kara Gemi" saldırılarıyla uğraştı.

Kapalı, penceresiz, havasız bir ev. Kapının ardında bir yaşam olduğunu biliyorsun. Boğuşuyorsun, kendinle kavga ediyorsun ve sadece yaşamak için besleniyorsun. Ama konfüçyüsçüler artık bunun düzelmesi gerektiğini suçlu birşeylerin olduğunu düşünmeye başladılar.

1838 sonbaharında Shoshikai adında resmi olmayan bir klüp toplantı düzenledi. Üyeleri genelde genç ve endişelilerdi. İsimlerini her zaman gizlediler. Daha sonra öğrenildi ki klübün kurucuları Konfüçyüsçü akademisyenlerdi. İlk yapılan toplantılarda topraklarda sık sık yaşanan kıtlık tartışılıyordu. İlerleyen zamanlarda 'Rangakusha' olarak adlandırılan öğrencilerde klübe katıldı. Bu kişilerin çoğunluğu Nagazakide bir adaya hapsedilmiş öğrencilerdir. Genelde Hollandalı tüccarlar sayesinde yaşamlarını sağlıyorlardı. Yabancılar, dışarıyla iletişimlerini sağlayabildikleri tek pencereleriydi.

*Rangaku:  Edo döneminde Batı ve özellikle Hollandalıların temaslarıyla Japonyayı bilgilendirme olayıdır. Bilgileri alan ve halkı bilinçlendirmeye çalışan kişilerede Rangakusha denmektedir. (Dönemin hükümetinin soyutlama politikasına karşı gelme çabasıdır.)

Shoshikai klübünün gündemi, düşündükleri büyümeye genişlemeye başladı. Söylentiler çıkıyor iddialar atılıyordu. Düşünsenize hiçbir gazete yok, haber yok herşey gizli.

Yeni çıkan söylenti: 1825'lerde Morrison adında bir amerikan gemisi Japonyaya iki adet kasa getiriyordu. Gemi Japonya'ya vardığında 'tahliye yapamaz' dendi ve hemen geri gönderilmesi için hükümet bildiri yayınladı. -yöneticiler gemide misyonerlerin olduğunuda biliyorlardı *Samuel Wells Williams gibi. Aynı zamanda gemi girişini yapabilmek için savaşta esir düşmüş 7 Japon askerinide iade edeceğini bildirmiş-


Amerikan gemilerin geldiğini öğrenen Rusya ve İngiltere uzakdoğu sularına gemilerini göndererek Japonyadan ticari talepte bulundular. Japon hükümetinin sert tavrı karşısında tatlı dil dökerek etkilemeye çalıştılar. Manipülasyonlar ve tehtidler de bulundular. Japon hükümetiyse suların yabancı trafiğine kapatıldığını -yasakladığını- reddettiklerini bildiriyordu. Kesin ve sert bir dil ile 'ikinci bir düşüncenin olmadığını' söylüyorlardı. Bu kararı test etmeye çalışacak kişileri de ağır bir şekilde tehtid ediyorlardı. Fakat sorun şuydu; Japonyanın askeri gücü, özellikle topçuları ilkel haldeydi. Bu ilkel gücü batılılarda biliyordu. Peki Japon hükümeti bunun farkında değil miydi? Shoshikai üyeleri farkındaydı yada hissediyorlardı ki 1838 yılında bu korkularıyla beraber bir araya geldiler. Morrison gemisinin yola çıktığı çok önceden biliniyordu ve barışçıl silahsız bir şekilde yaklaşıyordu. Silah zoruylada geri sürüldü. (Hatta geliş parasını ödediği bile söylenmekte.)

Kusatsu-Shirane Volkan Dağının Patlaması (Ölü ve Yaralılar Var) -Japonya

| Tarih:
Salı, Ocak 23, 2018

Salı sabahı Kusatsu-Shirane volkan dağının patlaması sonucunda bölgedeki kayak tesisinde bulunan 2 kişi hayatını kaybetti 11 kişide yaralandı. -23.01.2018 // 14.48

İlk yardım ekiplerine göre dağın patlaması sonucu ortaya çıkan çığ ve taşlar, yakında bulunan kayak tesisi ve telesiyej kampına geldi. En az iki kişi hayatını kaybetti.


Meteoroloji ajansı  2.171 metrelik dağın 1983'den beri ilk defa aktif hale geçtiğini söyledi.

Ekipler yoğun şekilde çalışma yaparak tesislere yakın yerlerdeki dinlenme evlerinin çatısınada taşların düştüğünü belirtti. Yoğun siyah dumanla birlikte yamaçlarda bulunan birçok kayakçı kayboldu. NHK kanalıyla röportaj yapan birkaç kayakçı; "Büyük bir patlama yaşandı ve arkasından siyah dumanlar yükseldi. Neler olduğunu anlayamadık" dedi.
Diğer kayakçıysa "İnsanlar taşlar tarafından yaralanmış gibi görünüyordu. Boyutları yaklaşık 10-20cm gibiydi" dedi.

NHK'da gösterilen fotoğraflarda da telesiyej bölgesindeki yaralanmaların cam ve taş parçalarından olduğu görülüyordu.

Valilik yaptığı açıklamada; Yaşanan çığın volkan patlamasıyla beraber gerçekleştiğini bildirdi.

'Tokyo Electric Power' şirketi patlamadan sonra kayak merkezi ve etrafında elektrik kesintilerinin yaşandığını doğruladı.

Bölgede aktif olmayan volkanik dağların faliyetlerini inceleyen ekipler, dağın patlamadan önce herhangi bir değişim göstermediği için önceden uyarı sisteminin çalışmadığını söylediler. Merkezi hükümet bölgeye yardım takviyelerini sağlamak için ekip kurarak kötü hava nedeniyle -kül birikimi- yakınlardaki kusatsu kaplıca beldesi ve diğer yerleşim alanlarına ulaşımın bir süre gerçekleşemeyeceğini söyledi.

Gunma valisi: Dağın Gunma ve Nagano sınırları arasında yer aldığını, Meteoroloji ajansı tarafından sürekli olarak izlenen 50 volkanik dağdan biri olduğunu açıkladı.