Kapalı bir ülkede yaşadığınızı hayal edin. Japonya iki yüzyıldan uzun süre özellikle 1630'lu yıllarda hristian karşıtı hareketler ve 1850'li yıllarda da Amerika'nın "Kara Gemi" saldırılarıyla uğraştı.
Kapalı, penceresiz, havasız bir ev. Kapının ardında bir yaşam olduğunu biliyorsun. Boğuşuyorsun, kendinle kavga ediyorsun ve sadece yaşamak için besleniyorsun. Ama konfüçyüsçüler artık bunun düzelmesi gerektiğini suçlu birşeylerin olduğunu düşünmeye başladılar.
1838 sonbaharında Shoshikai adında resmi olmayan bir klüp toplantı düzenledi. Üyeleri genelde genç ve endişelilerdi. İsimlerini her zaman gizlediler. Daha sonra öğrenildi ki klübün kurucuları Konfüçyüsçü akademisyenlerdi. İlk yapılan toplantılarda topraklarda sık sık yaşanan kıtlık tartışılıyordu. İlerleyen zamanlarda 'Rangakusha' olarak adlandırılan öğrencilerde klübe katıldı. Bu kişilerin çoğunluğu Nagazakide bir adaya hapsedilmiş öğrencilerdir. Genelde Hollandalı tüccarlar sayesinde yaşamlarını sağlıyorlardı. Yabancılar, dışarıyla iletişimlerini sağlayabildikleri tek pencereleriydi.
*Rangaku: Edo döneminde Batı ve özellikle Hollandalıların temaslarıyla Japonyayı bilgilendirme olayıdır. Bilgileri alan ve halkı bilinçlendirmeye çalışan kişilerede Rangakusha denmektedir. (Dönemin hükümetinin soyutlama politikasına karşı gelme çabasıdır.)
Shoshikai klübünün gündemi, düşündükleri büyümeye genişlemeye başladı. Söylentiler çıkıyor iddialar atılıyordu. Düşünsenize hiçbir gazete yok, haber yok herşey gizli.
Yeni çıkan söylenti: 1825'lerde Morrison adında bir amerikan gemisi Japonyaya iki adet kasa getiriyordu. Gemi Japonya'ya vardığında 'tahliye yapamaz' dendi ve hemen geri gönderilmesi için hükümet bildiri yayınladı. -yöneticiler gemide misyonerlerin olduğunuda biliyorlardı *Samuel Wells Williams gibi. Aynı zamanda gemi girişini yapabilmek için savaşta esir düşmüş 7 Japon askerinide iade edeceğini bildirmiş-