Image Slider

EJANAIKA HAREKETİ NEDİR? (ええじゃないか)

| Tarih:
Çarşamba, Nisan 30, 2025

      Ejanaika Hareketi: Bir Karnaval İsyana mı Dönüşecek?

Japonya'nın ada ülkesi ve tutucu yönetime sahip olması halkın batılılaşma arzusunu baskılıyordu. Tokugawa yönetimi ve Samurayların baskısı sosyal süreçte toplumun sınıfsal olarak ayrılmasına neden olmaktaydı. Düzenin yavaş yavaş sarsılması, dış güçlerin limanların açılması konusundaki baskısı Tokugawa hükümetinin prestijini zedeledi. Bu huzursuz ortam, halkın tepkisi ile birleşince Ejanaika hareketinin ortaya çıkmasına neden olmuştur.

Ejanaika, bir protesto gibi görünse de karnaval havasında gerçekleşen isyandı. İçeriğinde: dini kutlamalar, toplumsal faaliyetler, danslar, sıra dışı kıyafetler ve büyük kalabalıklar bulunmaktaydı. İsmi de buradan gelmektedir. "Ejanaika" (ええじゃないか) "Kimin umurunda?" "Önemli değil, umursamıyorum" 

   Protestoların Yayılması (1867 - 1868 )

Bir yıl boyunca özellikle Japonya'nın merkezinde etkinlikler ve protestolar aralıksız devam etti. Protestoların ilk çıkış noktası Kyoto yakınlarındaki Kansai bölgesiydi. Halk; muska yapım ritüelleri,
 kırsal alandan şehir merkezine doğru dans ederek yürüyüşler düzenliyor hatta bazen bu yürüyüşler tamamen çıplak olarak daha büyük gösterişli etkinliklere dönüşüyordu. "Kıyafetlerimizi çıkartsak kimin umurunda? EJANAIKA!"  Bu etkinlikler halkın kendi arasındaki eşitsizliği, ağır vergi yüklerini görünür hale getiriyordu. Protestolarda (köylü - çiftçi - tüccar - üst tabaka) ortak noktada buluşabiliyordu. Samurayların vergi istemesi bile göze batmaya başlamıştı.

Kyoto'daki hareketler daha ruhani dinsel tema taşırken Osaka bölgesinde ekonomik sıkıntılar ön plandaydı. Her bölge kendi içinde sosyo-ekonomik koşullara göre tepki gösteriyordu. Hareketin en belirgin ikinci özelliği bir lidere ve siyasi görüşe bağlı olmamasıydı.

    Daimyo Çöküyor, Samuraylar Katılıyor.

Halk hareketi olarak başlayan protestolar zamanla Samurayları da içine çekmeye başladı. Artık sadece halk fakirleşmiyor, gelir kaynaklarını kaybeden Samuraylarda harekete dahil olmaya başlamıştır.

Toplumun bu denli büyük bir değişime hazır olduğu süreçte bazı din adamları hareketi kendi çıkarları için kullanmaya çalışmıştır. Sahte muska satışları, ücretli dini aktiviteler süreci olumsuz etkilemişdir. Bu durumu gerçekleştiren kişiler suç üstü yakalanarak hapis cezaları ile karşı karşıya kalmıştır.

    Meiji Restorasyonu: Değişim Başladı

Başlangıçta dikkate alınmayan bu protestolar, olayların giderek büyümesi ile hükümeti hareketin kontrol altına alması için önlemler almasına zorlamıştır. Ancak hükümet bu kez daha ılımlı yaklaşarak baskılamak yerine Meiji Restorasyonu sürecine girerek halkın değişim taleplerine olumlu yaklaşmıştır. Eğlence ile başlayan bu hareket, halkın eşit bir noktada buluşmasına oradan da hükümetin değişim taleplerini yerine getirdiği bir yapıya doğru evrilmiştir.

Edo Dönemi: Utsuro-Bune Hakkında

| Tarih:
Cumartesi, Ağustos 10, 2024

Utsuro-bune ile 1803 yılında Japonya'nın doğusunda, kıyı eyaleti olan Hitachi (ibaraki) de karşılaştıkları söylenmektedir. İçi boş tekne -taşıt- anlamına gelmektedir. 

Japon halk edebiyatının dört metninde yer almaktadır. Oushuku Zakki (1815), Toen Shōsetsu (1825), Hyōryū Kishū (1835) and Ume-no-chiri (1844). *Dönemin hanlıklarında bulunan ünlü edebiyatçıların yazmış olduğu halk yazıları.

22 Şubat 1803 yılında Utsuro-bune içinde 20'li yaşlarında bir kadın ile birlikte karaya vurdu. Sahildeki balıkçılar tarafından çıkarılan, tanımlanamayan araçtaki kadın halk ile iletişim kuramamış ve okyanusa geri sürüklenerek kaybolmuştur. Ufologlar tarihteki ilk dünya dışı varlık ile yapılan temasın kanıtı olarak bahsetmektedir.

Tekne tamamen demirden yapılma fakat bütün camları kristaldi. Tekneden çıkan kadın halkın anlamayacağı bir dilde konuşuyordu. Elinde bir kutu vardı ve kutuyu vermemek için büyük bir çaba sarf etmekteydi. Halk kadından korkup başlarına iş açmamak için tekneyi geri sürükleyerek okyanusa yollamıştır. Bu şekilde anlattığımda bir masal gibi görünse de, yukarıda bahsettiğim dört halk hikayesi birbirinden farklı yerlerde ve dönemde yazılmış olup aynı hikayeyi anlatmaktadır. Fakat hikaye UFO araştırmacılarını bir noktada ters köşeye düşürmektedir. Hikayede ki taşıt uçmuyor tamamen demirden kaplı bir tekne. Hatta uçan nesne yerine denizaltına benzetenler daha fazla.

Köküne indiğimizde 舟 (bune)'nin tanımı sade bir şekilde "tekne" anlamına geliyor. Utsuro manasına bakıldığında en yaygın çevirisi "içi boş" anlamına gelmektedir.

Hikayeyi gerçekçi yapan en önemli olay Japon roman yazarı Kyokutei Bakin. Edo döneminin en önemli edebiyatçısı olarak adlandırılıyor. Kyokutei Toen Shōsetsu ismi ile birkaç sayfadan oluşan aylık hikaye paylaşımı yapmaktadır. Bu yayınlar Kyokutei ve arkadaşları tarafından gerçek hikayelerden yazılmaktadır. Utsuro-Bune'ye de değinmişlerdir. (Utsuro Bune No Michi Tono Sogu  -boş teknenin görgü tanıkları-) Önemli detay; olay yaşandıktan 22 yıl sonra tekrar yazılmış olması..

Hikayeden kesit;
"22 Şubat aylardan 3'ün 1803'ünde.. Tsuruhama kıyısında küçük bir tekneye benzeyen garip bir cisim görüldü. Bölgede yaşayan tekneciler tekneyi gözlemledi ve karşılamak için kıyıya doğru ilerlediler. Daha önce görülmüş yada yapılmış hiçbir tekneye benzemiyordu. Yaklaşık 3.30 metre boyu 5.45 genişliğine sahipti. Aynı top gibiydi. Pencereleri sanki katlanabilir gibi duruyordu. Su geçirmediği kesindi. Metal tabakası çarpmaktan koruyordu. Tekneden bir kadın çıktı. Yüzü çok soluk fakat kaş ve saçları kıpkırmızıydı. Tam olarak ne olduğunu bilmiyoruz. Aşırı derecede dikkat çeken bize uymayan kıyafetler giyiyordu. Üst kısmı dar ama altına giydiği boldu. Kadınlar iletişim kurmaya çalıştı fakat ne dediğini anlamıyorduk. Boyu çok uzundu. Elinde çok önemli olduğunu düşündüğümüz bir kare kutu vardı. Asla bırakmıyordu. Yaklaşılmasını bile kabul etmiyordu. Gemisine bakmamıza karışmadı. İçerisinde çarşaf ve su kabı vardı. Bir çeşit hamur ve ip gibi nesne ile dolanmış et parçasına benzeyen birkaç şey daha vardı. Kadının bir prenses olabileceğini ve babası tarafından cezalandırıldığını düşündük. Hatta kral olan babası kızının sevdiği kişiye karşı olduğu için kafasını kesip bu tuhaf kare kutuya koyduğunu bile söyleyenler oldu. Biraz zalimce olacaktı fakat ne dediğini anlamıyor oluşumuz ve tuhaf hareketlerinden dolayı tekneyi iterek geri göndermenin doğru olduğuna karar verildi."

Bazı çevirilere göre tekne başka kıyılara da sürüklenmiş fakat tekneciler aynı sebeplerden dolayı okyanusa geri itmiş. Buradaki önemli detay olarak aslında Hanedanlık içerisinde olay duyulur yayılır, imparator başımıza dert açar diye mecburen halk geri gönderiyor. 

Japonya'daki Manga Çizerler Ne Kadar Kazanıyor? (Mangaka)

| Tarih:
Pazartesi, Ocak 04, 2021

Manga: Japonya'daki çizgi romanlar için kullanılan bir terimdir. Anime çizim sanatı olarakta bilinir. Sağdan sola doğru okunmaktadır. 

Manga çizerleri Shueisha yada Kodakawa gibi büyük şirketlerde iş bulabilir. Pek çok farklı çalışma alanları da bulunuyor.

Bir manga sanatçısı yılda ortalama ¥ 4Milyon Yen (39Bin Dolar) ile ¥ 6Milyon Yen (64Bin Dolar) kazanmaktadır. -iyi bir mangaka'ysa!- Manga çizer asistanları da ortalama ¥ 200Bin Yen kazanmaktadır.

Manga çizerleri ödemelerini neye göre alıyor?
Sayfa başına ve Lisans telif hakları şeklinde ödeme alıyorlar. Ortalama bir manga sanatçısı sayfa başına ¥ 3Bin Yen (30 Dolar) isteyebilir. Lisans ve telif hakkları içinde %1-%10 arasında kazanç elde edebilmektedirler.

Manga sektöründe iyi para kazanmak; Yetenek > Ün > İfade konusunda ne kadar başarılı olduğunuza bağlı.

Telif için basit bir örnek: Başarılı olan bir manganın anime'ye dönüşmesi ardından oyun haline gelmesi ekstra kazanç demektir.

Manga çizerleri İllüstratör yaparak da gelirlerini arttırabiliyorlar. Kitap sektörü bu konuda desteğe ihtiyaç duymaktadır. Çizerler kitaplara kapak çizerek hem ünlerini hem de gelirlerini arttırabiliyorlar.

Japon olmasanız bile manga sanatçısı olabilir misiniz?
Son zamanlarda yetenek ön plana çıkmış durumda. Örneğin Koreli manga sanatçısı Boichi; Shueisha şirketinde çalışmaktadır. (Dr. Stone mangası Boichi'ye ait.) Her ne kadar dış alım gerçekleşse de büyük çoğunluk Asya ülkelerinden seçilmektedir. Japonya'da manga sanatçısı olmak bizler için hala zor!

Dr.Stone

Hideki Tōjō Hakkında

| Tarih:
Perşembe, Kasım 26, 2020


Hideki Tojo 30 Aralık 1884 tarihinde Kōjimachi'de dünyaya gelmiştir. Yaşadığı dönemde Başbakanlık, Ordu başkanlığı (IJA) ve İmparatorluk Yardım Derneği başkanlığı yapmıştır -derin devlet tarzı bir oluşumdur, parti düzenlerine ve yönetime doğrudan karışan bir dernek-

Tojo samuray geçmişi olan 1871 öncesi kast sisteminden kalma bir ailedir. -tüccarlar, zanaatkarlar, köylüler ve samuraylar- Kast sistemi kaldırılmış olsa da Samuray sisteminden gelen aileler ön plandaydı. Yani dedesi bir samuraydı ve babası da Korgeneral Hidenori Tojo'dur.

Hideki'nin küçüklüğü: İnatçı ve mizah duygusuna sahip olmaması ile biliniyordu. Tojo, Tokugawa Ieyasu'yu örnek almaktaydı.-en önemli shōgunlardan- Ieyasu'nun "Sevdiğiniz şeylerden ve işlerden uzak durun, kendinizi hoşunuza gitmeyen sıkıcı işlere yöneltin" sözünden esinlerek "Ben normal bir insanım, herhangi bir özel yeteneğimde yok. Başardığım her şeyi asla pes etmeyen ve sıkı çalışan karakterime borçluyum" demiştir.

1899 yılında Askeri akademi okuluna girdi ve Mart 1905 tarihinde 363 öğrenci arasında 10. sırada yer alarak mezun oldu. Bunun sonucunda Teğmen oldu. 1905 yılında imzalanan Portsmouth Antlaşmasını büyük bir öfkeyle karşıladı. Japonya genel olarak bu anlaşmada kazanan taraf olarak görülse de Sibirya'yı alabilecekken anlaşma yüzünden alamamıştır. Aynı zamanda bu anlaşma iki ülkeyi de borca sokmuştur. (Japon-Rus savaşını sonlandırdı.) -anlaşmayı Amerika sağlamıştır.- Halk Japonya'nın savaştan çok daha az pay elde ettiğini ve aldatıldığını düşünüyordu. 1909 yılında Katsuko Ito ile evlenmiştir. Üç oğlu (Hidetake, Teruo, and Toshio) ve dört kızı (Mitsue, Makie, Sachie and Kimie) vardır.


1919-1922 yıllarında Almanya'ya Japon askeri ateşesi -elçisi- olarak gönderildi. Japon-Alman ilişkisi o dönemlerde çok güçlü olduğu için iki ülkede birbirinden etkilenmekteydi. Hatta bir dönem Japon imparatorluk ordusu bazı Alman komutanlar tarafından eğitim almıştır. Bu yüzden Tojoda yapıya çok uzak değildi. 1922'de Japonya'ya dönerken Amerika üzerinden dönmeyi tercih ederek ilk ve tek ziyaretini gerçekleştirdi. Amerikalıları sadece para kazanmak için yaşayan materyalist ve yumuşak insanlar olarak yorumladı. Hayatlarının sadece sex, içki ve hedonistik yapıda olduğunu vurguluyordu.

*Hedonizm: Hazzın mutlak anlamda iyi olduğunu, insan eylemlerinin nihai anlamda haz sağlayacak bir biçimde planlanması gerektiğini, sürekli haz verene yönelmenin en uygun davranış biçimi olduğunu savunan görüştür.

Tojo hobisinin sadece işi olduğunu söyleyerek çocuklarını yetiştirmeyi reddedip bütün yükü eşine bırakmıştır. Gece geç saatlere kadar evrak ve askeri işlerle uğraşmayı doğru buluyordu. Yaşı ilerlesede hala çevresi tarafından mizahtan anlamayan, şakalaşmayı dahi kabul etmeyen kurallara takıntılı soğuk biri olarak görülüyordu.

Samuray kastından kalma olan "emir altındakilere tokat atma" eylemini rutin bir şekilde gerçekleştiriyordu. Bunun bir 'eğitim aracı' olduğunu savunuyordu. Kısacası Buşido kurallarını herşeyden üst görmekteydi.

1924 yılında Amerika; Göçmenlik Kontrol Yasası'nı çıkartmıştır. Tojo bu ırkçılığa karşı Japonların ne kadar güçlü ve çalışkan olduğunu ifade etmiştir.

1928 yıllında Albaylığa terfi etti. Komutanların siyasette aktif rol oynaması Tojo'nunda dikkatini çekmiştir. Emir verdiği düşük rütbelilere karşı kendisinin -babası, annesi gibi- olması gerektiğini düşünüyordu. Bundan dolayı; Tojo sık sık komutasındaki kişilerin evlerini ziyeret eder ve problemleriyle ilgilenirdi. Para sıkıntılarına bile yardımcı olmaya çalışırdı. 

Japon komutanları gibi Tojo da batı kültürüne tamamen karşıydı ve gençlerin el ele tutuşmasını, erotik düşüncelerini ve birlikteliklerini saçma bularak aşağılıyordu. Geleneksel değerler olan Kokutai'yi ön plana çıkartmak istiyordu.

1934 yılında Generalliğe atanarak Genelkurmay başkanı oldu. Ordu bakanlığı tarafından yayınlanan -Hijōji kokumin zenshū- kitabında bazı denemeler yaptı. Kitapta Japonya'nın totaliter bir devlet olması gerektiği ve kendilerine has ideolojileri yazıyordu. Kitapta tam olarak 15 üst düzey Generalin denemesi mevcuttu. 1904-1905 yıllarında gerçekleşen anlaşmalarda Rusya'yı yendiklerini Bushido geleneğinde Ruslar gibi ölümden korkmadıklarını ve herkesten üstün bir üst iradeye sahip olduklarından bahsediliyordu. Bütün yazılar Japon devletinde yaşayan her vatandaşın ulusal hislere sahip olması gerektiğini savunan yöndeydi. Tojo makalesinde Ulusal bir yapıya sahip olabilmek için devletin siyasi, sosyal ve ekonomik alanda monolotik bir yapıda olması gerektiğini ve sistemin tamamen devlet taraflı olmasını söyleyerek ABD, İngiltere, Fransa'ya karşı olduğunu çünkü bu devletlerin Japonya'ya karşı bir ideolojik yapıda olduğundan bahsediyordu. Makalesini bitirirken "Japonya'nın savaş içerisinde dik durması gerektiğini ve kendi ahlaki ilkelerini dünyaya yayması gerektiğini söyleyerek sonlandırmıştır.

1934 Ağustos ayında 24. Piyade Tugayı komutanlığına atanmıştır. Milliyetçi, militarist ve çabuk karar verme zekasına sahip olduğu için "Razor" (カミソリ, Kamisori) lakabıyla anılıyordu. Ordu dışında Tōseiha üyesiydi. -Japon ordu komutanı olarak 1920-30 yıllarında siyasi alanda aktif olan radikal bir örgütlenme- 

Sosyalist politikayı desteklesede Rusya ile verdikleri bir savaş vardı. Sovyetler birliğini kontrol altına almak istiyorlardı. 


26 Şubat 1936 yılında yapılan darbe girişiminde Tojo ve Shigeru Sadao, Arakiyi desteklemiş darbecilere karşı gelmiştir. İmparator tarafından tam desteği alan Tojo, Kwantung askeri birliğinden şüphelendiğini ve hepsinin tutuklanması gerektiğini söylemiştir. Sonrasında Tojo bütün darbeci subayları yargılayarak idam etmiştir. Bu olay sonucunda Tōseiha gibi birçok militarist örgütlenme tek bir çatı altında toplanmıştır. 1937 yılında Kwangtung birliğinin başına getirilmiştir. Bu sayede Yosuke Matsuoka ve aşırı milliyetçi Nobusuke Kishi -mançurya demiryolu ceosu- ile dost olmuştur.

Tojo ilk olarak Sovyet birliğini ele geçirmek istiyordu fakat aynı zamanda Kuzey Çin'i destekleyerek Çin üzerinde Japonya'yı da genişletmek istiyordu. Bir dönem Mançukuo ve Moğolistan bölgesinde Japon gücünü arttırabilmek için çeşitli operasyonlar düzenlemiştir. 1937'de en büyük savaş deneyimini Chahar Operasyonunda yaşamıştır.

1938-1940 yıllarında Havacılık Genel müfettişliğini yapmıştır. Dış politika başarıları sayesinde Prens Konoe'nin desteğini almıştır. Tojo genelde hükümet ve yönetimler tarafından destekleniyordu çünkü Japon imparatorların yaşayan bir tanrı olduğunu kabul etmekteydi. Verilen görevleri sadakatli bir şekilde yerine getiriyordu.

Hükümetin zor durumda kaldığı dönemlerde Tojo dışişleri açısından sakin olmasından dolayı sık sık kullanılmıştır. Japon hükümetinin yaptığı son kabine toplantısında Tojo; ABD ile savaşmak istemediğini ama Amerikalıların kibirli, ırkçı ve uzlaşma yoluna girerlerse Japonya'dan daha fazla talepte bulunacağını, bu yüzden nihayetinde savaşmanın daha doğru olduğunu söylemiştir. -Japonya'nın onuru için- Konuşmalarında genelde uzlaşmacı yaklaşsa da gizli toplantılarda sık sık çekilmenin moral bozacağını Çin ve birçok sömürgede askeri bir çözüme ihtiyaç duyulduğunu, Amerikalılarla uzlaşmanın zayıflık olarak görüleceğinden bahsediyordu.

Yaşanan gerilimden sonra politik olarak sıkıntıya giren imparatorluk Pren Konoe'nin istifasıyla sonuçlanmıştır. Sonrasında başa gelen Prens Naruhiko Ordu ve donanmanın kontrolünün Tojo'ya verilmesi gerektiğini söylemiştir.

Tojo ordu gücünü ele aldıktan sonra ilk radyo konuşmasında "dünya barışı" için bir çağrıda bulunup; Çin meselesini çözeceğini, bütün Asya uluslarının birleşmesi gerektiğini söylemiştir. Prens Konoe'nin istifası meclis açısından da sıkıntı yaratmış ve bir iç çöküşe sebep olmuştur. -kabineside istifa etmiştir- 

Yaşanan sorunlar, savaş başlangıcının hissedilmesi imparator tarafından endişe ile karşılanırken Tojo göreve başlamadan bir gün önce imparator tarafından çağırılır. Tojo'nun tuttuğu günlükte bugünden bahsettiği görülmüştür. "İmparatorun görüşlerime karşı kızgın olduğu için çağırıldığımı sanıyordum. Yapacaklarımın imparatorluk tarafından incelenmesi gerektiği ve haber vermeden bir şey yapmayacağım hakkında emir verildi." Tojo bu isteği büyük bir sadakat ile yerine getirmiştir. Örneğin; Japon imparatorluğu batılıların yapacağı operasyonlara karşı Japon ordusunun bazı bölgelere asker yerleştirmesi gerektiğini Tojo'ya iletmiştir. İsteği reddetmeyerek İmparator böyle olması gerektiğini söylüyorsa doğru olan budur diyerek hem mektup yazmış hem de isteği gerçekleştirmiştir.

Tojo bütün Çini ele geçirip Wang Jingwei başa getirerek kendi yönetimi altına almak istiyordu. Bu olası savaşta Burma Japonya'nın yanında olacağını gizlice bildirmiştir. Tojo'da Burma'nın yanlarında yer olmasından dolayı başarılı olurlarsa Hindistan'ın bazı bölümlerini Burma krallığına ödül olarak vereceğini söylemiştir. -hepsi birer varsayımdı çünkü Tojo'ya göre Çin, Hindistan şeklinde ele geçirerek devam edeceklerdi.-

Midway Muharebesini kaybeden Tojo, hükümet ve ordu taraflı kendisine karşı bir muhalefetin oluşmasıyla karşı karşıya kaldı. Midway ve Guadalcanal Muharebesini kaybedene kadar Asya pasifiğinin neredeyse tamamına Tojo başkanlık etmiştir. Kaybedilen muharebeler sonrasında istifası istenirken 1942 yılında dönemin başbakanı; Kukla ülkelerin rejimlerini hızlıca yönetebilmek için Doğu Asya Bakanlığını kurmak istemiş ve Tojo'da desteklemiştir. Dışişleri Bakanı Shigenori Tōgō bu durumun bakanlığa hakaret olacağını söyleyerek durumu protesto eder ve Tojo'nun baskısıyla Shigenori Tōgō istifa etmiştir. 1 Eylül 1942'de Doğu Asya Bakanlığı kurulmuştur.

Tojo'nun düşünceleri istediği gibi gidiyordu fakat Amerika ile olan atışmaları Pearl Harbor savaşının olmasına sebep olmuştur.

1945 yılında Japonya'nın teslim olmasından sonra Amerikalı general Douglas Mac Arthur, Tojo ile birlikte kırk savaş sorumlusunun tutuklanmasını emretti. Amerikan askerleri 11 Eylül'de Tojonun evini kuşattığında Tojo göğsüne ateş etti. -mermi kalbini sıyırmıştır- Bu olaydan tecrübe kazanan Amerikalı Generaller diğer sorumluları yakalamaya giderken yanlarında sağlık personelleri bulundurdular. Tojo kendisini kurtarmaya çalışan ekibe "Ölmem uzun sürdüğü için üzgünüm. Savaşlarımızda sonuna kadar dürüst ve haklıydık. Büyük Asya milleti -halkım- için üzgünüm. Tarihin doğru olan yargısına güveniyorum. Sanırım intiharım başarısız olacak." demiştir.

Yaralı kurtulan Tojo, Sugamo hapishanesine götürüldü. Bu esnada Tojo yeni bir takma dişi yaptırdı. Amerikalı bir dişçi tarafından takma dişlere mors alfabesiyle "Pearl Harbor savaşını unutma" yazıldı. Diş hekimi üç ay sonra böyle bir şey yaptığını açıkladı.

Tojo; Uzak Doğu Uluslararası Askeri mahkemesi tarafından savaş suçu dışında; Aşırı saldırgan savaş isteği, savaş esirlerine insanlık dışı muamele, savunmasız kişilere karşı öldürme emirleri sebebiyle de yargılandı. Söylenenlere göre Japon ordusu Tojo'nun emirleriyle 3-14 milyon kişinin savaş esiri olduğunu yada köleleştirildiğini, katledildiğini, deneye tabir tutulduğu, aç bırakıldığını, 5 milyon kişinin de orduya katılarak öldüğü söyleniyor.

Hideki Tojo'nun yargıdaki konuşması; Genel olarak yargılanan olduğum için sorumluluğu üstlenmem çok doğal. Savaş son bulduğuna göre ve yaşanan her şeyin açıklığa kavuşturulabilmesi, barışın sağlanması için yargılanmam gerekiyor. Dürüstçe konuşmam gerekirse, mağlup olanlar yaşam ve ölüm gücüne sahip olanların önünde dursa da bu durumdan sadece yağcılar ve zekiler düzlüğe çıkacaktır. Duruşmada dürüstlüğümü gölgelemek bir ulusa hesaplanamaz bir zarar verir. Herkes bundan kaçınmak için büyük özen göstermelidir.


12 Kasım 1948 yılında idam cezasına çarptırıldı ve 23 Aralıkta idam edildi. Önemli tarihçiler İmparator Hirohito ve ailesinin yaşanan sorumluluklardan kurtulmak için bütün yükü Tojo'ya yıktığını düşünüyor. Eski deniz kuvvetleri amirali Mitsumasa Yonai davayı gerçekleştiren kişilerin İmparatoru temize çıkarma anlaşması yaptıklarını ve bütün yükü Tojo'ya attıklarını söylemiştir.

Tojo'nun mezarı Aichi'de bir tapınakta bulunuyor. Tojo'nun torunu Yuko Tojo Japonya da gerçekleşen savaşın nefsi müdafaa olduğunu ve büyükbabasının en önemli savaş suçlusu olarak yargılanmasının haksızlık olduğunu söylüyor.

Osamu Dazai (Tsushima Shūji) - Hakkında

| Tarih:
Pazar, Ağustos 30, 2020

 


Osamu Dazai (Gerçek adı: Tsushima Shūji) 19 Haziran 1909 yılında Aomori'de doğdu. 13 Haziran 1948 tarihinde Tokyo'da vefat etmiştir.

Zengin ve politikacı bir babanın altıncı oğludur. Savaş zamanında kitap çıkarmaya devam eden nadir yazarlardan biridir. Dazai hayatı boyunca alkol, esrar gibi kötü alışkanlıklarla boğuşmuş ve kitaplarında kendisini eleştirmiştir. Karanlık dünyasıyla boğuşamadığı zamanlarda dört kez intihara teşebbüs etmiş, son intiharında yağmur sularına atlayarak yaşamına son vermiştir. Dazai'nin cansız bedeni doğum gününde -19 Haziran- bulundu.

Savaş sonrası popülerliğini arttıran Dazai sık sık nihilist olmaya başlayan Japon halkını eleştirmiş ve gözden düşen geleneksel değerleri savunmuştur. Karanlık ve alaycı yazım tekniğiyle tanınmaktadır.

Umutsuz yaşamı, karanlık hayatı kitaplarında yarattığı hayali karakterle okuyucusunun karşına çıkartan Dazai, Japonya'nın en önemli yazarlarından birisidir.

Ülkemizde çevirilen kitapları;
Mor Bir Serserinin Gezi Notları
İnsanlığımı Yitirirken
Buruk Ayrılık
Batan Güneş