-Kou.. Bugün okula gelecekmisin?
-Evet, yani sanırım evet. Kendimi hiç iyi hissetmiyorum.
-Beraber gidelim mi? Seni bankların orada bekleyeceğim 15 dakika içinde gel, lütfen...
Dedi ve hemen kapattı onunla konuşurken nefes alışını, tedirginliğini hissediyordum, o böyle birisi değildi telefon elimde olayın düşüncesine dalmışken hemen üstümü giyinip oraya gitmem gerektiğini hatırladım. Odama koşup büyük bir hızla okul formamı giyip dışarı çıktım, ama hep böyle zamanlarda aksilik gene beni buldu, çantamı evde unuttuğumu fark ettim ve tekrar girip aldım, ayrıca eve ayakkabılarımla girdim muhtemelen annem uyansa beni öldürecekti biliyorum neyse ki fark etmeden tekrar çıktım.Yolda giderken aklıma Atsuko'nun konuşması geldi, uzun yıllardır tanıyordum ve her zaman samimiydik bu şekilde konuşan birisi değildi, mutlu ve eğlenceliydi. Hatta geçen sene babasını kaybettiğinde bile hala bize moral vermeye çalışıyordu. Bunları düşünürken yolda dalmışım ve bankların önünden geçerken Atsuko arkadan bana -Kou nereye? diye bağırdı, kendime geldim ve biran duraksayıp döndüm Atsuko bana doğru koşarak gelip sarıldı. O kadar içten ve samimi sarılmıştı ki sanki ikimizin o an tek bir beden olduğunu hissettim onun tüm hislerini, sıcaklığını, düşüncelerini herşeyini fark ediyordum. Hatta o kadar güzel bir duyguyduki bu, onun kırılganlığını ne kadar hassas olduğunu onunla ilgili herşeyi hissediyordum. Ayrıca bana sarıldığında burnuma çok güzel şeker veya tam fark edemediğim tarzda bir çilek kokusu yayıldı, tam bu anda bende yorgunluğumun azaldığını hissettim. Bu koku beni adeta mutlu ediyordu Atsuko uzun zaman sonra ilk defa okul eteğini giymişti ve parfüm sıktığına görede bir şekilde kendisini mutlu etmeye çalışıyordu. -telefonda sesi kötü geldiği için böyle düşündüm- Uzun süredir çeşitli sebeplerden dolayı fazla görüşemediğimiz için, biraz birbirimizin suratına konuşmadan baktıkdan sonra eski günlerde olduğu gibi kafasını yavaşca sevip kahküllerini düzeltmeme izin verdikten sonra bana gülümsedi ve okula doğru yürümeye başladık. Atsuko sürekli birşey anlatmak istiyor gibi bir hali vardı, sanki çekiniyordu bunu iyice fark ettikten sonra ben konuşmasını sağlamayı denedim ve hemen söyledim;