Evin içinde turlarken salonun sol köşesinde kalan banyodan mutfağa doğru aynanın yansımasını görüyordum. Her geçişimde farklı tiplemelere olan geçişlerimi gösteriyordu. Mutfak, koridor, salon ruh hallerime tanık oluyordu. Mutfaktan salona doğru giderken sinirli, dönerken denizaltı kaptanının bilmesi gereken herşeyi biliyordum. Eksik olan tek şey koordinatlardı. Aynanın başka ne görevi olabilir ki?
Biraz oturmaya ihtiyacım var. Hala juri kargaşasına gülüyorum, komedi filmlerinde görebileceğiniz bütün unsurları taşıyordu.
Bounty satan yer kaldı mı?
Hastanedeki yemekleri özleyecek miyim.
Yemeklerin olmayan tatları, boşboş düşünmeyi hızlandırıcı bir özelliğe sahip.
Hiçbirinin "tat"ları yoktu....
Uyuya kaldığım sırada aniden televizyondan bir ses geldi. "tat ketçap" reklamının oynadığını gördüğümde bilinç altımın sıkıntılar yaşadığını fark ettim. -en azından bilinç altımın durumunu anlamaya başladım.-
Evin eşyalarını aldığımdan beri ilk kez bu koltuklarda uyuya kalıyordum. Hiç eskimemişlerdi. Tekrar normal yaşamı 'tadan' insanların olduğu dünyaya geri dönmüş, nereden başlayacağımı bilmiyordum. Eski odamda tüm caddeyi gören, eleştiri camım yerine, sizlere göstermek istediğim yeni camım. Buradaki cam hiçbir şey göstermiyor. Üç yıl önce taşınmak zorunda kaldığım, kısaca zorla götürüldüğüm evimde böyle bir camın olduğunu hiç hatırlamıyorum. Cama yaklaştıkça adımlarım yavaşlıyor ve soğuyordu. Uzaktan buhulanmış gibiydi. Küçük adımlarla yaklaşırken üst kattan yürüme sesleri duydum. Bilinç altım mı? Gerçek mi? Yeni odamda eski odamdaki sanrıları mı yaşıyorum? Ayak sesleri boğuk bir şekilde yankılanırken olduğum yerde kaldım. Vücudum isteğimin dışında hareket ediyordu. Adımları tekrar duydum fakat bu seferki çok daha gürültülüydü. Banyodaki ayna ve cam arasında kesişen noktada birşeyler oluyor, burada başkası olsaydı o bile hissedebilirdi. Anlatılamayanı nasıl anlatabilirim ki? Eğer yapabilseydim!
Üst kattan gelen sesin verdiği ürpertiden kurtulabildiğim de camın buhulanmış olduğunu fark ettim. Hiçbir şey görünmüyor diyebilirim heralde. Arka tarafında minik su parçacıkları sağa, sola yavaş yavaş kayıyordu. Bu noktada farklı bir gezegenin saati ve mantığı işliyor. Kesişme noktasına getirdiğim kollarım elastikleşen bir yapıda kopacakmış gibi bir görüntü alıyordu. Korkutucu. Tüm gücümle dokunduğum an gözlerimin önüne binlerce saat görüntüsü geldi. Hepsi farklı saatlerde durmuş. Aynı zaman içerisinde farklı zamanlara, dakikalara parçalanıyor gibiyim. Aslına bakarsanız kocaman bir buzdolabının buzluk bölümünde temizlenmeyi bekleyen, dışarı doğru fırlamış buzlara dokunmuşcasına bir his. Büyük bir duruluk, sessizlik.. "Camın arkasında yaşadığını sandığım insanlar aslında yaşamıyor." Bunları konuşmak için çok erken. Böyle konuşmaya devam edersem muhtemelen kendi evimden kendimi kovabilirim. Yaşayamıyorlarmış! Gülüşmeler artık kulaklarımdan gidebilir mi? Yaşayamıyorlarmış!! Rahatsız edici. Bugün yeterince herşeyi biliyor rolü yaptım. Zihnim bile dalga geçiyor. Zihnim 'bile'. Ayna ile camın arasındaki bağı kavrayabilirsem; denizaltı kaptanlığıma, bilinmeyen konumumdan devam edebilir miyim.
Eski doktoruma yaşadıklarımı söyleseydim; yavaşça gıcırdayan koltuğuna oturup arkasına yaslanırdı. Bir iki dakika konuşmalarımı dinler ve tamamen bitmesini bekledikten sonra her zamanki gibi kendi kendine mırıldanmaya başlardı. Konuşmasına ara vermeden koltuğunun çokça aşağısında kalan bilgisayar kasasına doğru hafifçe eğilerek bilgisayarını açar sonra; denizaltı hakkında. Aramasını yapıp tüm konuyu üstlenirdi. Neler yapabileceğini az çok anladığınızı biliyorum.
Size iki adet arama önerisinde bulunsam birinde anlamsız, diğerinde de korku taşırdınız. Buyrun: ch-1 ve ch-2. Sözde çok zeki olan doktorunuza da bahsedin ki nasıl bir işin içine girdiğini anlayamasın. Muhtemelen aynı aramayı だいいちごうがたくせんてい yada 第1号駆潜艇 olarak yaptırsaydım çok daha farklı sonuçlarla karşılaşırdınız. Aratmak istediğim konu ch-1'e geri dönerdi. Bugüne kadar Harucomic Muragummy'nin kitaplarını okuduğumda, bildiği konuları -herşeyi- gözüme soktuğunu hissederdim. Bu gerçekten onun için utanç verici olmalı. Aynı utancı bende bugun anılarımı okuyan hastane ziyaretçilerime karşı yaşamak istiyorum.
İlk Yorumu Sen Yap !
Yorum Gönder