İngilterede kendine öz hayran kitlesi olan Terry Pratchett'ın kitaplarıyla biraz geç tanıştım. Ne gariptir ki, hangi ülkede olursa olsun Game Of Thrones, Yüzüklerin Efendisi veya Harry Potter kadar geniş kitleye ulaşamamış, ülkemizde de çok az kişi tarafından bilinmekte. Seriyle ilgili çok ilginç durumlarda mevcut. Aynı zamanda yazar Terry Pratchett geçen sene (2015) yılında egzaymır -gerçekten nasıl yazılıyor bilmiyorum- unutkanlık hafıza sorunundan ötürü hayatını kaybetmiştir.
Neden bu seri diğer seriler kadar tutmadı diye kendimi sorguladım. Bulamadım.. Belki diğer fantastik kitaplardan ayrılması buna itmiş olabilir. Çünkü sadece fantastik bir dünya üzerindeki olaylara yönelik değil. İçerisinde İngilizlere has espiriler, felsefeyi zorlayan düşünceler. Karakterlerin ilginç soruları -sorunları- kendi çözmeye çalışması, sürrealizm hatta büyü üstücülük bile diyebileceğimiz denemeleri barındırıyor.
Serinin türkçeye çevirilmiş kitapları;
-Büyünün Rengi
-Fantastik Işık
-Eşit Haklar
-Mort & Bir Disk Dünya
-Hasbüyü
-Çobanın Tacı
(Yazdığım sırayla okumanızı tavsiye ederim.) Henüz fotoğrafını çektiğim üç kitabı okudum. Spoiler'da vermek istemiyorum o yüzden detaylı değinmeyeceğim.
Öncelikle kitapların hepsinin birbiriyle net olarak bağlantısı yok. En azından hepsinin yok! İlk kitabı okuyanın, ikinci kitabıda okuması gerekiyor ama üçüncü kitabın diğer iki kitap ile alakası yok. Diğerlerinde de bu mevcut. Amaa sanmayın ki hiç alakaları yok! Nedir bu disk dünyası? Kısaca disk dünyası, büyük yaşlı bir kaplumbağanın üzerinde (A'tuin) dört filin üzerindeki diskten dünya! Evet, karışık değil mi.. Ama çok hoş fantastik dünya olduğuna emin olabilirsiniz. İlk kitabın içerisinden bu dünyanın haritasıda veriliyor bizlere. Mutlaka inceleyin beğeneceksiniz. Peki bu dünya da ne olup bitiyor.. Gerçek dünyada ne oluyorsa bunu fantastik olarak görüyorsunuz. Büyücülük, cadıcılık, hırsızlar, gizemli olaylar, haydutlar ne ararsanız var. Felsefede var. Duygusallıkta var. Troller'de var merak etmeyin!! Gerçekten söylüyorum her şeyden tadımlık alıyorsunuz. Peki hani size demiştim ya, sanmayın ki hiç alakaları yok diye. Nasıl var onuda söyleyelim. İlk kitaplarda olan karakter size üçüncü kitaptaki karakterlerin arkadaşı olarak çıkabiliyor. Veya ilk kitaplardaki bir şehirde olan olayın diğer karakterler tarafından yaşadığı durumuda görebilirsiniz. Çünkü hepsi aynı dünya içerisinde geçiyor. Bu özelliğinden ötürü role play yapılabilir durumda. Zaten kitabın "hardcore" fanları bu şekilde rp yapan kişilermiş. Gerçekten inanılmaz karakter sayısı, şehir olayları mevcut. Karakterlerin soruları nasıl çözmeye çalıştığına da örnek vermek istiyorum. Çok şaşıracaksınız. Fantastik kurgularda biliriz ki hep büyücüler erkek, cadılar kadındır. Peki bu neden var? Böyle bir kanun mu var. Hayır yok. Neden tüm cadılar kadın öyleyse? İşte büyücüler ve cadılar bunu çözmeye çalışıyorlar. Hatta büyücülük okulu bile devreye giriyor diyebiliriz.
Ancak kitabın olayları felsefeden ötürü gerçekten çok ağır. Uzaktan bakıldığında çocuk kitabı gibi görülüyorsa bir kaç sayfasını okuduktan sonra fikriniz değişecektir. "Oha noluyor bu kitapta" dedim ilk açtığımda. Dilin ağırlığı, farklılığın yanında ne yazikki yayınevininde kusurları mevcut. Seriyi ilk, ithaki yayınları çevirmiş. Onlarınkini okumadım. Yakın zamanda delidolu yayınevi -gerçekten kendilerini çok severim darılmasınlar- tekrar çevirmeye başlamış ve devam ettiriyorlar. Mesela Çobanın tacı yeni çevirildi. Ama gerçekten çeviri BERBAT. Siz yayınevisiniz, tekrar ele alıyorsunuz nasıl bu kadar, zor kitabı daha da zor hale getirebilirsinizin sonucunu vermişsiniz resmen. Ya çeviriye çok bağlı kaldınız yada editörlerinizle konuşmanız gerekiyor. Bu yazıyı yazarken bile 40 defa düzenlemeye çalışıyorum. Sizler editörsünüz, kitabın içindeki tek sayfada 50 tane "ve" cümlesimi olur? Hemen örnekte vereyim ben. Büyünün rengi ilk kitabın 205. sayfasını açın, alt son kısıma bakın. Ben hayatımda bu kadar "ve" kullanıldığını görmemiştim. İkinci kitapta biraz düzelsede üçüncü kitap aynı şekilde çok kötü yazım hataları, hatalar hatalar. Keşke böyle olmasaydı. Ben üçüncü kitaptan sonra seriye ara vermek istemişsem, bunun %50 sorumlusu bu hatalar. Umarım hatalarınızı değerlendirirsiniz sizlerde.
Neyse biz kitabın muhteşem havasına gölge düşürmeyelim böyle. Sonuçta okunmayacak halde değil. Tavsiye eder miyim? Evet ederim. Öğrenilecek çok şey var bu seride. Ama şunuda eklemekte fayda var, sağlam bir fantastik manyağıysanız, gözünüz başka bir şey görmüyorsa bu seri sizin için sıkıcı olabilir. Daha çok felsefe, roman, düşünme, sürrealizm konusunda çok kitap okuyupta birkez de seri okuyalım neyimiz eksik diyenler için uygun. Bende zaten bu şekilde bulmuştum. Normal tek düze çoğunluğun yaptığı fantastik serileri beğenmiyorum, işte ozaman çok iyi geliyor.
İlk Yorumu Sen Yap !
Yorum Gönder