tag:blogger.com,1999:blog-7104495280999688482024-03-13T19:56:29.873+03:00KavunMedia - Uzak Doğu Hakkında HerşeyJaponya, Güney Kore Ve Önemli Güncel Olaylarla İlgili Birçok İçerik burada. Kavun Ve Kahkül İksirini Unutmamakta Fayda Var.KavunPannhttp://www.blogger.com/profile/17367264173529284576noreply@blogger.comBlogger325125tag:blogger.com,1999:blog-710449528099968848.post-12729289813064336552024-01-23T01:30:00.001+03:002024-01-23T01:30:37.866+03:00Bilsem Bir Hayalin İçindeyim<p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhiXMJIHjUAyFDLOplquh7ZdB2PjD6YCVhDb0MwHeGDvTWM7TmNiXK-ceyVwuAGFgivcJWpu7_ALFhmFqcy41aZkxiRKgEMceY8NbwCVpyCNT9uZjy3VFUjcq_D8RJz9mAb9OO1lSZqOdyJKpecQxlEfc_MUrVdzayrEw-ha7fQ3qT62ZE-Kc2HHuBf_QU/s1099/Bilsem%20Bir%20Hayalin%20%C4%B0%C3%A7indeyim.png" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1099" data-original-width="430" height="640" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhiXMJIHjUAyFDLOplquh7ZdB2PjD6YCVhDb0MwHeGDvTWM7TmNiXK-ceyVwuAGFgivcJWpu7_ALFhmFqcy41aZkxiRKgEMceY8NbwCVpyCNT9uZjy3VFUjcq_D8RJz9mAb9OO1lSZqOdyJKpecQxlEfc_MUrVdzayrEw-ha7fQ3qT62ZE-Kc2HHuBf_QU/w250-h640/Bilsem%20Bir%20Hayalin%20%C4%B0%C3%A7indeyim.png" width="250" /></a></div><br /><div><br /><p>Bilsem bir hayalin içindeyim<br />Duysan beni sevdiğim<br />Sen ileride bense seninleyim<br /><br /><br />Gelsen bir hayalime<br />Konuşsan benim sevgime<br />Bilsem bir hayalin içindeyim<br /><br />Gitmek bir sevgi ise<br />Gelmek bir hayalin<br />Konuşsan beni sevdiğim<br />Benim bir hayalim<br /><br />Tutsak kalıp bildiğim<br />Bilmediklerin hayalin<br />Bilsem bir hayalin içindeyim</p></div>KavunPannhttp://www.blogger.com/profile/17367264173529284576noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-710449528099968848.post-12358564622827191512024-01-07T19:33:00.003+03:002024-01-07T19:46:40.622+03:00Yazıyorsam Yaşıyorum X Askerden Geldim<p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhexyd2ktNZkfvdQuVGTZeCTszmYtNYx6bYtUTG_5b-HLrNzQ6W_d3vb6F-iwdjc_DL3O6SeJyd0U2xZK8O3nTKoc4Mia_wdG8zSt7whbP_1rTaYipwwJBqGRVqrob4kXwpjzbyYTtZFiwgZgEs02Xy4SfK0m_Z5JZOF0jiutgA8-kr6SyTUFdFDf_fe9s/s1280/Yaz%C4%B1yorsam%20Ya%C5%9F%C4%B1yorum%20X%20Askerden%20Geldim.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="720" data-original-width="1280" height="360" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhexyd2ktNZkfvdQuVGTZeCTszmYtNYx6bYtUTG_5b-HLrNzQ6W_d3vb6F-iwdjc_DL3O6SeJyd0U2xZK8O3nTKoc4Mia_wdG8zSt7whbP_1rTaYipwwJBqGRVqrob4kXwpjzbyYTtZFiwgZgEs02Xy4SfK0m_Z5JZOF0jiutgA8-kr6SyTUFdFDf_fe9s/w640-h360/Yaz%C4%B1yorsam%20Ya%C5%9F%C4%B1yorum%20X%20Askerden%20Geldim.jpg" width="640" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">2023 yılını yazı yazmadan atlatıp 2024 yılına sohbetimsi yazı ile devam edebilirim. Aslına bakarsanız geçen sene 10-15 yazıyı yarım bırakmış yada silmişimdir. Taslağımda bulunanlardan yayınlayacağım. </div><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">Geçen seneyi çok büyük ölçüde insanlara karşı <b>tahammülsüzlük,</b> birçok şeyi beğenmeme durumlarıyla geçiriyordum. Ünlü hastalığına kapılmış gibiyim,<i> asperger</i> değil. Hızlıca birçok şeyi görüp geçirmişim aniden dibe vurmuşum. Şuanda da kurtulamadık da neyse.</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;"><b>Birkaç gün önce askerden geldim. </b>Askerlik ile ilgili bir yazı yazmayı planlıyordum fakat yazarsam muhtemelen başıma iş açılacak. Sohbetli yazının içine dahil etme kararı daha doğru olacağından devam ediyoruz. Askerlik detayına inersek <i>-evet bedelli yaptım yıllık konuşmasını yaparım-</i> Çok yanlış kararlarım var fakat 56BinTL iken ödeyip bedelli gitmek için bütün yolları denediğim için kendime çok dua ettim. Belki bir kaç sene önce gidebilirdim. Onun dışında ay hatası oldu Aralık değil Ekim-Kasım çok daha iyi olabilirdi. Aralığın hiçbir mantığı olmadı. Tazminat alacağım, maaş için desem sene bitmemiş oluyor. Sıcak desem evet bu ay sıcak geçti, normalde çok soğuk geçip daha beter de olabilirdi. Geç gitmek için bu kadar kasmaya gerek yok 29 yıl bir şekilde başarmışız. </div><span><a name='more'></a></span><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">Tahammülsüzlük askerde Nirvana yaptı. Bambaşka bir karaktere büründüm. Özellikle bir çocuk vardı ismi şuan <b>"Boş"</b> olsun. Boş arkadaş gemi kaptanı. Karaya ayda yılda bir çıkıyor ama boştaki muhabbet 2 kez milli takım maçına çıkmış Batuhan gibi bitmek bilmiyor. Her konu hakkında fikir sahibi onun fikirleri dışında başka bir fikir yok. Bir gün artık dayanamadım komple koğuş olarak boş yapıyorlardı, yorganı üstüme örtüp <b>sizin her konuda her şeyi çok fazla biliyormuş tavırlarınızdan gerçekten bıktım</b> deyip uyudum. Bakın sıfır şaka. Diğerleri bir nebze çekilebiliyordu, "boş" asla. Şuan bile tüylerim diken diken oldu. <b>Örnekler;</b> X bir firmanın müdürü normal personelden bin TL fazla alıyormuş, X bir firmanın kuryeliği kar değil zararınaymış herkes zararına çalışıyormuş. Şu yemek sadece şöyle yenirmiş şu içecek sadece şurada içilirmiş, aile kavramı böyleymiş din kavramı böyleymiş. Yeter.. Yetheeer. Uzun yol gemi kaptanıyım diyorsun yeri geliyor 1 yıl karaya bile çıkmıyorum diyorsun bu bilgi çok değil mi sana??? <b>Psikolojide benim için bazı ayrımlar vardır.</b> Boş arkadaş konuşmaları sırasında sağlam bir cevap alıp haksız olacak gibi olursa karşı taraftaki kişiyi fiziksel, iş vb. ölçütlerde ezmeye çalışıyor. Örneğin cevap aldı alakasız bir şekilde sen kilona bak. Yada çok biliyorsun şu firmada o yüzden çalışıyorsun dimi gibi. Buradan çıkan 1 numara ise bu kişi önceki çevresi tarafından ezildiği hususu..</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;"><b>İstanbul/Maltepe</b> kışlasında yaptım yakın zamanda yıkılacağı, İstanbul'da bedelli kışlanın olmayacağı söyleniyor. Umarım öyle olur. Şartlarımız 1980'den kalma gibiydi. Her şey çok eski, etkinlik yeri yok duş, araç gereçler çok eski bu yüzden 2. hafta <b>büyük bir salgın oldu</b> ve 1400 kişinin tamamı diyebilirim hasta olduk. Temizlik yapmamız mıntıka yapmamız çok güzel de kardeşim wc silinen mop ile ertesi gün gazinoyu siliyorsun başka gün koğuşu siliyorsun. Temizlik falan yapmıyoruz kiri daha çok yayıyoruz. Biri içer intihar eder diye temizlik malzemesi namına hiçbir şey yok. Domestos bile yok. Sabun ile wc mi temizlenir? Yer mi silinir. Eldiven eksik yada vermiyorsun leş gibi çöplerin değiştirilmesi gerekiyor kim nasıl yapacak. İlaç konusu büyük sıkıntı. İçeri girerken bütün ilaçlarımızı çöpe attılar. Bedelli gelip ilaç içerek intihar edecektim.. Hastalanınca sponsorlu gibi sadece, <b>aferin + majezik + parol kombosu </b>yapılıyor. Biz artık tozdan, pislikten öksürük krizlerine girmişiz. Eyvallah. Sonra neden yazı yazmıyorsun başlık açmıyorsun. Biride çıkar şimdi alt tarafı 28 gün askerlik yaptın. 6 aylık yapınca bu şartlar değişiyorsa geleyim altı aylık yapayım sorun yok. Duş muhabbetine gelemedim bile. Duş kapılarından nem ve kirden dolayı<b> mantar çıkacak kıvama gelmişti.</b> Hatta sabah 05 duşunda mantar olursa yemeyi bile düşündüm. Duş başlıklarındaki pisliklere değinmiyorum bile. Hiç mi mutlu olmadım? İctimalardaki diğer koğuşlarla yapılan sabah 6 muhabbetleri, albayın çok ekmek yedik ertesi hafta yemedik diye bizi azarlamaları, vampir köylü oyunları, gece 04-06 nöbetlerimde ateşi çıkanlara yaptığım müdahaleler çok eğlenceliydi. Hayatımın hiçbir yerinde bir daha böyle bir şey yaşayamam ama gerekli mi diye de sormadan alamıyorum kendimi. Mevzu kapanmıştır. 🔐</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">Yakın zamanda taslaklarımdaki kendime ait hikayelerim, evlilik manifestom 2 ve düşüncelerimden oluşan bir kaç yazı ile karşınıza çıkacağım. Klasik diğer tahammülsüzlüklerime girmiyorum. Artık konuşurken bazı insanların yüzüne bile bakmıyorum o derece nefret, bıkkınlık yani teşekkürler. </div><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;"><br /></div><p></p>KavunPannhttp://www.blogger.com/profile/17367264173529284576noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-710449528099968848.post-74291582305724480882022-11-29T14:32:00.002+03:002022-11-29T14:32:21.783+03:00Yenilen Hakkımız Son Buldu<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg9KlAYgk37QnXBmGknpDhiWwLVvwBohLEQ9d0eZA8LD4cD4imuq4MuFO03BiXX25JLv5bLVjTD8Wak7Ry7IN6r9SuXXW-o70LrBvs1LEffmnyb65-wbu8Q5y28Wlcn6OZ4CxxIMbxRk_b6XjMEuH_N-o5hD60gd1hDmlm0bqdwVqdUu8csDjMplU2x/s498/Yenilen%20Hakk%C4%B1m%C4%B1z%20Son%20Buldu.gif" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="379" data-original-width="498" height="305" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg9KlAYgk37QnXBmGknpDhiWwLVvwBohLEQ9d0eZA8LD4cD4imuq4MuFO03BiXX25JLv5bLVjTD8Wak7Ry7IN6r9SuXXW-o70LrBvs1LEffmnyb65-wbu8Q5y28Wlcn6OZ4CxxIMbxRk_b6XjMEuH_N-o5hD60gd1hDmlm0bqdwVqdUu8csDjMplU2x/w400-h305/Yenilen%20Hakk%C4%B1m%C4%B1z%20Son%20Buldu.gif" width="400" /></a></div><div style="text-align: center;"><br /></div><div><div>İşe girdiğimden beri kullanıldık hakkımızı güzelce yedirdik. O kadar çok yedirdik ki karşımızda obez bir yönetim yarattık. Aralarda doktor müdahelesi olsa da ameliyat olmadan kurtulmak mümkün değildi. Biraz daha devam edersem tedavi olduğumu düşündüreceğime eminim. Hem de tam şuanda. An mı? Hangi an'da? Ahahaha.</div><div><br /></div><div>Yırtındık, hopladık tabi bu arada XS olduk sonra bizde yedik L olduk derken rotasyonumuzu alıp terfimizi aldık. Şirket içindeki eski düzene bakarsak 2,5 yılda terfi almak başarılı sayılabilir. Buna ek olarak aynı yıllar içinde Korona döneminide atlattık. Benim için <b>başarısız</b>, bir önceki sınav dönemindeki çılgın hatamı yapmasaydım 1,5 yıl içinde terfi alarak başarılı sayılabilirdim. Konumum çok daha farklı olabilirdi. 75 yaşında olsaydım da buna şükür diyerek anlamsızlaştırabilirdim ama bizde her şeye kabullenmek yoktur o yüzden istifamı verir geçerim demekte isteyebilirdim ama onu da demeyi düşünmüyorum. 2023 aralığa kadar çalışıp sonrasında bedelli askerliğimize geçerek geri döndüğümüzde aynı şekilde devam edebilecek miyim düşünmek lazım. Fazla düşündük. <b>Birde aralıktan önce gidiyormuşum o daha komik olur. </b></div><div><br /></div><div>Sonunda bir üst rütbeye geçebildik. Yorucu serüvende daha çok yorulmak için minnacık bir maaş + kıdem artışı gerçekleştirerek stressimize yeni stresler ekledik, teşekkürler. Bu arada hep aklımda kaldı yazacağım yazacağım yazamadım bir türlü. Yıllar önce diyordum ki kesin bu yaşlarda kel kalacağım falan ne zamandır aklımda şuraya bir yere yazayım diye. Sıkıntısız 28'e kadar saçlı olarak geldik. Şayet kaça kadar gider anket yapabiliriz. Google da arama yapar gibi oldu başlıkta her şey yazıyor. </div></div>KavunPannhttp://www.blogger.com/profile/17367264173529284576noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-710449528099968848.post-50965240683769102692022-07-16T13:03:00.001+03:002022-07-16T13:03:32.413+03:00Shinzo Abe'nin Suikast Edilmesi<div class="separator" style="clear: both; font-weight: bold; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgxwlg8lhrhhXnSY2-ZmUlscjxnm6IG7QdT5FU37i-8bkH4dw9Tr-T2M9KL6Xq62ZDDrfk_rBmfl8Eai0IWaaJupfv9o36MZgcLqNGFDCyfEudjcBCJD_KheyEoUw558r_WPrrjFjRRG5d-Htw8qjMcWHhPedtkUyvWDiJAr-Vu-_DCALeLVGp2h7A4/s2000/Shinzo%20Abe'nin%20Suikast%20Edilmesi%20(2).jpeg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1333" data-original-width="2000" height="427" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgxwlg8lhrhhXnSY2-ZmUlscjxnm6IG7QdT5FU37i-8bkH4dw9Tr-T2M9KL6Xq62ZDDrfk_rBmfl8Eai0IWaaJupfv9o36MZgcLqNGFDCyfEudjcBCJD_KheyEoUw558r_WPrrjFjRRG5d-Htw8qjMcWHhPedtkUyvWDiJAr-Vu-_DCALeLVGp2h7A4/w640-h427/Shinzo%20Abe'nin%20Suikast%20Edilmesi%20(2).jpeg" width="640" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; font-weight: bold; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; font-weight: bold; text-align: justify;"><b style="text-align: left;">Shinzo Abe;</b></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">21 Eylül 1954 yılında Tokyo - Nara'da doğmuştur. Japon tarihinin en uzun süreli başbakanıdır. Siyasi bir ailenin çocuğudur. Seikei Üniversitesi'nde siyasal bilgiler okumuştur. Siyasi hayatına atılmadan önce Kobe Steel firmasında çalışmıştır. Siyasete girdiği andan itibaren LDP için çalışmalar yapmıştır. Ülseratif Kolit rahatsızlığı yüzünden siyasete iki kez ara vermiştir. 2020 yılında hastalığından dolayı hem partiden hem de başbakanlık görevinden istifa etmiştir.<br /><br />8 Temmuz tarihinde düzenlenen suikast 41 yaşındaki <b>Tetsuya Yamagami</b> tarafından düzenlendiği doğrulandı. İlk edinilen bilgilere göre Tetsuya eski bir Japon Deniz Savunma Kuvvetleri askeri. <br /><br /><b>Asılsız İddialar;</b> Halk arasında, <b>"Zainichi"</b> dönemine ait kişilerce suikast yapıldığı söylentileri yayılmaya başladı. Polis bu iddialara karşı halka uyarılarda bulundu. Asılsız iddia çıkaran kişilere karşı hükümet çalışma başlatıyor. <b>Zainichi:</b> 1945 yılında Japonya'ya göç eden Koreliler.<br /><br />Hükümet ve polisin araştırmalarına göre Tetsuya saldırıyı dini gruplara karşı beslediği kinden ötürü gerçekleştirdi. Ancak fikir ayrılıkları Tetsuya'nın suikasti tek başına mı planladığı yoksa aldığı bir destekle mi gerçekleştirdiği konusunda. Siyasetçilere göre olayda Çin'in bir desteği olabilir.<br /><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiJS-yOoI6_ZCW4AFaWztx28AyGx64jWvTnAmFUG2NOWN9iCyTncUsOqVNmmlkkwWdCOv8feerKg60KsdKblN_FH8pyXihCP51omkeQkc2LVlmpQjAO7ZjdURCf7hgHS5FaZnkCC9FAIArqR-gfAeqsDyG0i1QXZkDgKWBrmNEvv50mqLGSoNG84I8B/s2357/Shinzo%20Abe'nin%20Suikast%20Edilmesi%20(1).jpeg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1607" data-original-width="2357" height="435" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiJS-yOoI6_ZCW4AFaWztx28AyGx64jWvTnAmFUG2NOWN9iCyTncUsOqVNmmlkkwWdCOv8feerKg60KsdKblN_FH8pyXihCP51omkeQkc2LVlmpQjAO7ZjdURCf7hgHS5FaZnkCC9FAIArqR-gfAeqsDyG0i1QXZkDgKWBrmNEvv50mqLGSoNG84I8B/w640-h435/Shinzo%20Abe'nin%20Suikast%20Edilmesi%20(1).jpeg" width="640" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;"><b>Otopsi Raporları:</b> Otopsi raporuna göre sol üst kol ve boynunda iki kurşun yarası bulunuyor. Ölüm olay yerinde değil, kan kaybı sonucunda gerçekleşmiştir.<br /><br />Tetsuya'nın evinde yapılan aramalar sonucunda, evde başka saldırılarda kullanılabilecek patlayıcılar bulundu. Saldırıda kullanılan silahın 3D yazıcıdan çıkartılarak yapıldığı tespit edildi. Saldırının başka kişiler tarafından desteklendiği konusunu tekrar ortaya çıkarıyor. <br /><br /><b>Dini Tarikat:</b> Tarikatın adı <b>Unification Church. </b>Yetkililer kiliseye yapılan bağışları kontrol etmeye başladı. Kilisenin Japonya şube başkanı Tomihiro Tanaka; her ay Tetsuya'nın annesinin etkinliklere katıldığını ve 1998 yılında gruba dahil olduğunu kabul etti. Ancak kilise avukatları yaşanan durumun barbarlıktan başka bir şey olmadığını, iflas etme sürecini öne sürerek durumu hafifletmeye çalıştıklarını vurguladı.<br /><br /><b>Soruşturma İlerliyor: <span style="color: red;">Korumalar Suçlu Olabilir mi?</span></b> Abe'yi düzgün bir şekilde korumadığı konusunda suçlanan bir polis müfettişinin açıklamasına göre; Saldırıyı fark edemediğini çünkü olay yerinde birçok bisikletin bulunduğunu ve bu konuda önceden uyardığını bildirdi. Ulusal Polis Teşkilatı, saldırıyla ilgili görevini yerine getirmeyen polislerle ilgili doğrulama ve inceleme ekibi kurdu. Görevlilerin yaptığı araştırmalara göre etkinliğin yapıldığı yerin iyi olmadığı yönünde. Konuşma yapılan yerin ön tarafı izleyici kitlesi, arka tarafı ise yol. Polis ekiplerinin büyük bir çoğunluğu izleyicileri kontrol ediyordu. Aynı zamanda iki gün önce düzenlenen bir başka büyük etkinlikte hiçbir sorunun çıkmaması polislerin daha rahat olmasına neden oldu.<br /><br /><b>Tetsuya'nın Amcası Demeç Veriyor; </b>15 temmuz günü verilen demeçte annesi bahsi geçen Unification Church derneğine <b>100 Milyon Yen (722Bin$Dolar) bağışladı.</b> "Tetsuya'nın ailesi her zaman sıkıntılar içerisindeydi. Babası henüz 4 yaşındayken intihar etti. Abisi kanser yüzünden bir gözünü kaybetti. Bağışların büyük bir bölümü babasının mirasından kalan gayrimenkul satışlarından gerçekleşti." dedi. ve ekleyerek "Annesi uzun süredir Güney Kore de. Kilisenin faaliyetlerine katılmak için geri dönmedi" dedi.<br /><br />Polis teşkilatı Nara'nın kırsal bölgesindeki birkaç dağlık alanda kurşun izleri buldu. Tetsuya'nın silahı test etmiş olduğu konusunda iddialar konuşuluyor. Aynı zamanda evde yapılan aramalarda bulunan patlayıcı maddelerin molotof kokteyli olduğu doğrulandı. 2019 yılında tarikat lideri Hak Ja Moon'un Japonya ziyaretinde bu molotof saldırısını planladığı ancak mekana giremediği için iptal ettiği söyleniyor.<br /><br /><b>Tetsuya Neden Hedef Değiştirdi:</b> 2021 Eylül ayında Abe'nin yaptığı bir konuşma sırasında "Güney Kore ile barışçıl yaklaşımların devam etmesi gerektiğine ve aramızdaki bağların kuvvetlenmesinde emeği geçen başkan Hak Ja Moon'a saygılarımı sunuyorum" şeklinde yaptığı konuşmanın etkiliği olduğu bildirildi.<br /><br />Sonuç olarak hem çevirmediğim ancak okuduğum, hem de Japonya'yı çok iyi biliyor olmamdan ötürü ilerleyen süreçte neler olabileceği konusunda bilgilendirmemi yapacağım.<b> Bu bilgilendirme tamamen fikir olarak bana aittir.</b><br /><br />Çevirilerini yarım bıraktığım haberlerin büyük bir kısmı <b>Abe'nin ölüm törenleri hakkında. </b>Şuanda mevcut Japon hükümeti ve LDP ortaklaşa bir şekilde büyük bir tören yapma planı içerisinde. Ülkelerin siyasi liderlerini çağırmayı planlıyorlar.<br /><br />Moon tarikatı zamanında Güney Korede'de sıkıntılar çıkarmıştı. Muhtemelen hükümet yakın zamanda tarikatlar ile ilgili yasal süreçler başlatacaktır. İlerleyen süreçte de müfettişlerin başlatmış olduğu polis denetlemesinden de birkaç polis açığa alınarak olaylar kapanacaktır. Moon tarikatıyla ilgili de çok fazla konuşmak istemiyorum çünkü bu yapı durdurulması çok güç ve belki de ülkemizden örnek verebileceğimiz fetö tipi yapılanmanın daha da üst halidir. Neden daha üst diyorum çünkü bu yapı ekonomik açıdan çok zengin. Bir kaç siyasi lider veya ünlü kişiden değil gördüğünüz gibi halk içerisinden sıradan kişilerden bile yüklü miktarlarda maddi yardımlar alıyor. Dönen bu para sayesinde de hiç çekinmeden hükümetlerin içerisine sızabiliyorlar. Ayrıca bunlarla da sınırlı değil. Tarikat liderlerinin peygamber hatta üst olduklarına inanıyorlar.İnsan üstü güçlerinin bile olduğunu iddia eden kitleleri var. 2016 yılında Güney Korede çıkan devlet skandallarını inceleyebilirsiniz. Ek olarak Güney Kore ziyaretimde bu tarikatın geceleri yüzlerce kişi ile yürüyüşler yaptıklarına şahit oldum.</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgWGukmA5-f9cRMBzu0gr2iMmp8uqqMnOHx34Qri0J-lMHZiEWcih6QShTN2iFupbGIIX4k-F5xQdp15MxbCenmQ21c5plpc8GbaG3OWWAlAhqA4FoLwu_wISBNwCaKWMx8uecbpEOU4z7wO00wVJ71Boqi-NJtB8NHWENoYme7wMsiZ6PZf_1i23ds/s800/Shinzo%20Abe'nin%20Suikast%20Edilmesi%20(1).jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="525" data-original-width="800" height="420" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgWGukmA5-f9cRMBzu0gr2iMmp8uqqMnOHx34Qri0J-lMHZiEWcih6QShTN2iFupbGIIX4k-F5xQdp15MxbCenmQ21c5plpc8GbaG3OWWAlAhqA4FoLwu_wISBNwCaKWMx8uecbpEOU4z7wO00wVJ71Boqi-NJtB8NHWENoYme7wMsiZ6PZf_1i23ds/w640-h420/Shinzo%20Abe'nin%20Suikast%20Edilmesi%20(1).jpg" width="640" /></a></div><p></p>KavunPannhttp://www.blogger.com/profile/17367264173529284576noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-710449528099968848.post-3008980887116846462022-05-18T11:47:00.003+03:002022-05-18T11:47:09.467+03:00Hayal Ettiğimiz Geçmiş: Neden Birinci Görüş Açısında Değil?<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgMZYHy7fdi4Q9697tLaCE_u2Ws-DjzEGMxyp9rog_rkHvPBfhRRMolWircrAoTM1hekov1MHy4fC5zkvpJnQHos2_nx2qob_7QH8Pxil7AzvbxpN6SgTvXbPj3lWbG_gIojNbPQQ8hPTDt6D1cf3qcE1DHrvWIevLV2MNOP0bSWYZv6JFTb8dHhJL8/s640/Hayal%20Etti%C4%9Fimiz%20Ge%C3%A7mi%C5%9F%20Neden%20Birinci%20G%C3%B6r%C3%BC%C5%9F%20A%C3%A7%C4%B1s%C4%B1nda%20De%C4%9Fil.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="421" data-original-width="640" height="264" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgMZYHy7fdi4Q9697tLaCE_u2Ws-DjzEGMxyp9rog_rkHvPBfhRRMolWircrAoTM1hekov1MHy4fC5zkvpJnQHos2_nx2qob_7QH8Pxil7AzvbxpN6SgTvXbPj3lWbG_gIojNbPQQ8hPTDt6D1cf3qcE1DHrvWIevLV2MNOP0bSWYZv6JFTb8dHhJL8/w400-h264/Hayal%20Etti%C4%9Fimiz%20Ge%C3%A7mi%C5%9F%20Neden%20Birinci%20G%C3%B6r%C3%BC%C5%9F%20A%C3%A7%C4%B1s%C4%B1nda%20De%C4%9Fil.png" width="400" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div>Anılarımın<i> -özellikle çok küçüklüğüm-</i> kendi gözümden değil üçüncü kişi tarafından 'sinema sahnesi' şeklinde olduğunu fark ettim.<br /><br />Genellikle kendimin olduğu anılar, dış sesinde bol olduğu anılar haline dönüşüyordu. Kuş seslerinin gelmesi gibi. Bu beynimin bana karşı bir senaryo ürettiğini düşündürüyordu. Acaba bizi mi kandırıyor? Tabii ilk başta araştırma yapmamıştım. Gerçekten de öyleymiş.</div><div><br /><b>Olay çok fazla psikolojik kırılımlar içeriyor.</b> Birçoğu kısa araştırmalar yaparak konuşmaktan öte, aynı zamanda tartışmaya da açık bulgular. Fakat kesin bir gerçek var ki hatıraların süresi uzadıkça beynimiz bizim için kendine göre birleştirmeler yaparak üçüncü şahıs gözünden önümüze servis ediyor. Tartışmaya açık bulgular devreye girdiğinde ise Örneğin kendimizde beğenmediğimiz detaylar varsa eski anılarımız üçüncü şahısa çok daha hızlı bir şekilde dönüşüyor. Sadece bununla sınırlı değil mesela kendimizle ilgili bir değişiklik, beğenilmeyen halimiz olabilir. Mesela çok fazla arkadaşımız yok ve bunu söylemeye de utanıyoruz. Anılar zamanla benliğimizden çıkarak üçüncü şahıs anılarına dönüşüyor. Asıl önemli olan detaylar da bunlar. <b>Düşünsenize beynimiz bize kendimizi iyi göstermek için oyun yapıyor.</b> = Unutma hissi. Yoksa hatırlanmayan bir anıda ki abartıya kaçma fikri çokta dikkat çekici değil.<br /><br />Bu noktada Peggy L.St.Jacques isimli bir psikolog<i> -araştırmacı-</i> beynimizin sadece sahte olgular ile bizi iyi göstermek için değil travmatik olgulardan korumak içinde bu tarz kurgular yaptığını tespit etmiştir. Bende ufak araştırmalar yapıp kendi fikirlerimle birleştirince acaba <b>Dissosiyatif</b> rahatsızlık ile bir bağ kurabilir miyim diye yerimde duramıyorum. Konu çok hassas ve yığınla araştırma yapılacak kadar derin. Varsa yoksa bu konuda en iyi aydınlatabilecek kişi <b>Freud </b>olurdu diye düşünüyorum.</div>KavunPannhttp://www.blogger.com/profile/17367264173529284576noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-710449528099968848.post-86364157781989068512022-03-09T12:53:00.009+03:002024-01-07T19:45:45.716+03:00The Batman 2022 Hakkında (Ağır Eleştiri - Spoiler İçerebilir)<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEjwYPt88HFFAtpQmXoj4amxMI8pLCPH6ILqju-AYOY-avA0TtVoLf83vSGe_5GWltzMhmq5o57q3kPgDtV1KxpibXtb9ZoEmgTU14NjkjQHY6uSVZCTfeuLVMGHn_lD-f7YLnYJR-1gs27WRN-DeEpKDB1LmbdFtSV4AHFC3TZQG076ZcdsmwSqYNmD=s1500" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="500" data-original-width="1500" height="214" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEjwYPt88HFFAtpQmXoj4amxMI8pLCPH6ILqju-AYOY-avA0TtVoLf83vSGe_5GWltzMhmq5o57q3kPgDtV1KxpibXtb9ZoEmgTU14NjkjQHY6uSVZCTfeuLVMGHn_lD-f7YLnYJR-1gs27WRN-DeEpKDB1LmbdFtSV4AHFC3TZQG076ZcdsmwSqYNmD=w640-h214" width="640" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;"><div class="separator" style="clear: both;">DC'nin yıkılmaz kalesi, Batman fanboi'si beni, delirttiler. <b>Buradan Matt Reeves'e.. </b></div><div class="separator" style="clear: both;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both;">En sevdiğim karakteri en sevmediğim oyuncunun oynayacağını öğrendiğimde kıpkırmızı olmuştum. Tıpkı afiş rengi gibi.. Önyargılı olmamalıyım Batman'e bunu yapamam bir şans vermeliyim.</div><div><br /></div><div>Benim için olması gereken Batman; Hafif yaşlı, dik duran ve karizma biridir. Bu yapı dışındaki Batman'in benden puan alması çok zor. <b>Örneğin George Clooney tam bir Batmandir. </b>Her neyse sinirlerimi bıraktım filme geçelim.</div><div><br /></div><div><div>Karanlık bir atmosfer eşliğinde Gotham City'nin tıkır tıkır işlenmesini izliyoruz. Ortam güzel yaratılmış. Mutsuz kasvetli insanlar, karanlık ve yağmurlu güzel şehrimiz. Herkes patlamaya hazır bomba gibi. Ana karakter ordumuz "Polisler"i de gördükten sonra Batman'le karşılaşıyoruz. Giriş güzel fakat konu çok yavaş işlenmeye başlayınca sıkıcı bir hal alıyor.<b> The Riddler </b>tam bu noktada devreye girerek yönetmeni kurtarmış. Kötü yanları konuşacağımız kadar iyi yanlarıda söylemem gerek. The Riddler karakteri çok iyi. Joker gibi psikopat fakat daha sakin ve biraz daha zeki. <i>Peki Gotham City'den neden hep Joker tarzı kötüler çıkıyor? Merak konusu. </i></div></div><div><br /></div><div>Film aynı şekilde devam ederken 5-10 dakika boyunca odaklanmanızı sağlayacak <b>Penguen reis ile bir kovalamaca sahnesi karşımıza çıkıyor.</b> Övdüğüm Riddler artık baymaya başlıyor. Kendimi gazete ekinde sudoku çözüyormuş gibi hissetmeye başladım. Batman filmine geldiğimi sanıyordum. Gotham City'de Bir Hafta yada The Riddler Ve Bulmacaları olmalıydı. Batman'in önüne çok fazla geçiliyor. Belki diyeceksiniz ki Batman'in başlangıç yılları olduğu için amatör bir şekilde. Ozaman böyle bir film yapmayalım. İnsanların kafasındaki Batman yapısına zarar veren hatta düşüren bir senaryo. Değişiklik yapacağız diye bir karakteri öldürmeye gerek var mı? Joker filminde ne dediler, farklı işleyeceğiz psikolojisi olacak dediler. Efsane bir film yapmışlardı. Farklı bir konu işlenmek zorunda değil 2022 yılına göre uyarla. İyi bir müzisyenle anlaş, çok iyi dövüş sahneleri ekle, efektler koy oradan keyif alalım. Süper kahraman filmi izliyoruz çok dehşet değişik bir şey yapılmayacaksa seyircinin beklediği de bu zaten. Düz mantık vb. yorumlar gelecekse takmayacağım. Böyle kötü BATMAN filmi izlemek istemiyordum.</div><div><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEgKWGH-eyD5Cdb1xw6OYXX3schtYCtoHvwj59-cl2ZhRtBTWdIJirxIQqLpE76-vSh6A9YeqJiM09qRNm_AG54fyF2i7fMdgdQoOhlU-IYW5YFs9tovGhoMlmJy2Pb_ui4veR9iOmgHoHlH5kREWMSzAeMf9pIMF8A5S1lmpzLzJ2YQAkCZDXMykxcI=s498" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="280" data-original-width="498" height="225" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEgKWGH-eyD5Cdb1xw6OYXX3schtYCtoHvwj59-cl2ZhRtBTWdIJirxIQqLpE76-vSh6A9YeqJiM09qRNm_AG54fyF2i7fMdgdQoOhlU-IYW5YFs9tovGhoMlmJy2Pb_ui4veR9iOmgHoHlH5kREWMSzAeMf9pIMF8A5S1lmpzLzJ2YQAkCZDXMykxcI=w400-h225" width="400" /></a><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEgl44uqroBEFXH8WSXiK3UsLkHS9-yxWW3VlnJYfY0do42PylC7h00b2LhAKiRBHqYvSzTOhpzZQj8Ixt62vriiliPG8uvfPNh5zHA2lDY6XrLlhH63aHnUTrPhcdBMufXhpwPYfB7c4ldBJqHaZlMWt637bhapvn4tZ2rdyD9FrTThJ4RFUXePA7c8=s540" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="226" data-original-width="540" height="168" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEgl44uqroBEFXH8WSXiK3UsLkHS9-yxWW3VlnJYfY0do42PylC7h00b2LhAKiRBHqYvSzTOhpzZQj8Ixt62vriiliPG8uvfPNh5zHA2lDY6XrLlhH63aHnUTrPhcdBMufXhpwPYfB7c4ldBJqHaZlMWt637bhapvn4tZ2rdyD9FrTThJ4RFUXePA7c8=w400-h168" width="400" /></a><span><a name='more'></a></span></div></div><div><br /></div><div><div>Batman tecrübe kazanıyor. Kazandıkça içten içe bir gülme krizi tutuyor. Gülmeye başladım çünkü Batman'in düştüğü hale gülüyorum. <b>Taktığı maske resmen boya bırakıyor.</b> Sanki dandik bir markadan siyah pantalon almışta boyası akmış gibi. Böyle bir şey olabilir mi? Gözlerine taktıkları lens hem yayın hem de kayıt alabilsin ama masken boya izi bıraksın. <b>Öyle bir film yapmış ki yenilik kattığı her şey güzel ama gerisi vasat.</b> Sen Bruce Wayne'sin şehrin en zenginisin. Kaldıramıyorum gerçekten. Hadi Wayne tecrübesiz diyelim, geçelim. Oradaki Alfred ne için para alıyor?? Sen o ailenin en tecrübeli en fedakarı değil misin. Ucuz işçi bakıcısı değilsin <b>ALFRED'sin.</b><i> Umarım o boya izi sandığım görüntü Batman'in ışığa karşı duyarlılığından ötürü göz altlarının morarması falan değildir. Yoksa daha da güleceğim.</i></div><div><br /></div><div>Bitmedi. Bitemiyor. Bruce Wayne olarak gezdiği sahneleri çok iyi izleyin. <b>Alacakaranlık filminin devamı mı çekiliyor düşüncesi aklımdan çıkmadı.</b> Emo bir karakterin dertli dertli yürümesi, boynu bükük, saçları iki taraftan önüne düşüyor. Pardon? Bana kimse biz farklı bir şey denedik onun psikolojine indik, tecrübe kazanıyor demesin. Burada resmen Robert'ın eski dönemine mesaj verilerek genç kızları filme çekmeye çalışmış yönetmen abimiz. Film bittiğinde kendinizi sorgulayın daha net anlayacaksınız. Aklınızda kalan dövüş sahnesi oldu mu, off ne sahneydi dediğiniz bir olay oldu mu, uçtu kaçtı efsaneydi dediğiniz bir sahne gerçekleşti mi? Batman'in bir tane diyaloğu aklınız da kaldı mı? Konuşma sahnelerinden sadece bulmaca çözdüğü yerler aklımda. Onlarda "adalet" gibi kelimeler. Bunun sebebide Amerikan hukuğuna karşı bir eleştirinin olması. The Riddler'ın <b>yalancılar</b> olarak gösterdiği kesimin büyük çoğunluğu hukukçular, yargıçlar, bu tarz konumdaki kişiler. (ya da uyuşturucu kullananlar) Yönetmen güzel mesajlar vermiş fakat bu detaylar Amerika halkı dışında kimseyi ilgilendirmiyor. Ben süper kahraman filmi izlemek istiyordum.. </div><div><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEjbhuJUXnvv5HWe7RWTlLWGLd82uwgX9UGgJziHUuW_KULpTAzTDZtekM8_qsmWkG1rzygSJU0j1iPARnd0KMvaQXkNNzo2QRzmEypbuScbH6z-V1esysxxF44xnNpceV0liWEMCfPGA22YxlDFIUANwcwvbhRtmWrb00g9QbvcPM8AYmuXMepeHp6W=s1200" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="628" data-original-width="1200" height="334" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEjbhuJUXnvv5HWe7RWTlLWGLd82uwgX9UGgJziHUuW_KULpTAzTDZtekM8_qsmWkG1rzygSJU0j1iPARnd0KMvaQXkNNzo2QRzmEypbuScbH6z-V1esysxxF44xnNpceV0liWEMCfPGA22YxlDFIUANwcwvbhRtmWrb00g9QbvcPM8AYmuXMepeHp6W=w640-h334" width="640" /></a></div><div><br /></div><div>Batman sağolsun tecrübe ettiği dönemlerde zekiymiş. Tecrübe yılları amatörlüklerle dolu fakat sivri dili ve zekası 50 yıllık Batman gibi. Teşekkürler. <b>Çözemeseydi bare infilak ettirseydin. </b>The Riddler ile devam edip filmin adını başka koysaydın.... </div></div><div><br /></div><div>Aksiyon desen 1/2 var yok arası. Dövüş desen öyle, efektler desen öyle, her şey 1/2. <b>Ne laftı ama diyeceğim bir sahne var; kötü adamların "kominizm neden bitti biliyor musun, çok tutumcu oldukları için" demesi.</b> The Riddler da iyiydi fakat bulmaca işinin sürekli katlanarak abartı bir şekilde büyümesi CSI: New York dizisine döndürdü. Batman ve DC hayranlığım olmasaydı belki daha kötü şeyler söyleyebilirdim. Kafadan 10 senemiz gitti. Bir daha yeni Batman filmi ne zaman çekilir kim bilir.. <i>(Devam filmi olmassa. Umarım olmaz.) </i></div><div><br /></div><div>Büyük bir eleştiri yazısına döndüğü için kusura bakmayın.</div></div>KavunPannhttp://www.blogger.com/profile/17367264173529284576noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-710449528099968848.post-67646198746624465022022-02-12T12:25:00.005+03:002024-01-07T19:45:03.294+03:00Bir Şeyler Ters Gidiyor:<div><span style="font-style: italic;"><div class="separator" style="clear: both; font-size: medium; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEgVIkNUFQS3VjKiL8Ea0rLCR8MXJBNvPv_IZgIcRpsxZWJ16yU-oJrZne4cRn0WnADdqP2dccrwqPgQAWIwqBcBIDOw5WIRLbGIekuCgI16K0m9vj4pSzIQqxANA_E1q8v3uwrGtD0n7MsD_a76KgyZUWlAsf2EuNmRmnMgeFMbKG0szYU5xdiZspp3=s550" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="287" data-original-width="550" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEgVIkNUFQS3VjKiL8Ea0rLCR8MXJBNvPv_IZgIcRpsxZWJ16yU-oJrZne4cRn0WnADdqP2dccrwqPgQAWIwqBcBIDOw5WIRLbGIekuCgI16K0m9vj4pSzIQqxANA_E1q8v3uwrGtD0n7MsD_a76KgyZUWlAsf2EuNmRmnMgeFMbKG0szYU5xdiZspp3=s16000" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; font-size: medium; text-align: center;"><br /></div><span style="font-size: x-small;">Depresyonda veya herhangi bir psikolojik sorunum olmadığını vurgulayarak başlamak istiyorum.</span></span></div><div><br />Etrafıma bakıyorum, anılara bakıyorum hayata bakıyorum. Gerçekten bir şeyler ters gitmiyor mu? Sıkıcılık arttı yaptığımız her şey sıradanlaştı. Örneğin ben yılbaşını çok severim. Küçükken Amerikanvari yılbaşı kutlamalarını yaşadım. Çam ağacı alınır aileler toplanır hediyeler koyulur güzel bir yemek masası gece yarısına kadar sohbet muhabbet. Belirli bir yaştan sonra kendi evim olsun eşimle çocuğumla bunu yaşayayım hediye alayım, yılbaşı müzikleri dekorları çok istiyordum. İçimde kalmıştır hep. Belki 90'larda hem aileden görmem hem de Amerikan yapımı yılbaşı filmlerden etkilenme durumum olabilir. Çok istiyorduk işte. Fakat son 2 yıldır bunu bile istemez "amaan" moduna girdim. Ya bu kadar mı zevk alamaz sıkıcı bir hayata geçtik anlamıyorum. Kar yağıyor gezelim edelim değil de, akşam her yer çamur olacak bir ton rezillik diye kafamda canlanıyor. Özellikle bunları son 4-5 senedir yoğun bir şekilde yaşıyor gibiyim. Yazarken de bir yandan düşünüyorum yaşla alakası var mı yok mu diye. Sanki yaşsal bir sıkıntı değil, hala oyuncak dükkanları gezen oyunlar oynayan garip biriyim. Değişen bir şey yok o tarafta.<br /><br />Ülkenin sıkıntılı durumu bunu tetikliyor olabilir mi diye düşünürken tam bu sıkıntıların başlangıcı ile iş hayatına atılmam yorucu dönemlerin başlaması ve yaşımın büyümesi de denk geldiği için hangisinden olduğunu kestiremiyorum. <b>Belki de hiç biri, tüm dünya aynı hisleri yaşıyor. </b>Özellikle 2000-2012 yılları hayatımın en "doruk" yılları. Acayip keyifli muhteşemdi. İşte tam bu yaşlarda aslında benim ergenliğimin yılları. Maddi düşüncem yok. <b>Kafa karışıklığının başladığı noktada şu;</b> bu yıllar benim en eğlenceli yıllarım fakat yaşça benden büyük kişilerin bir çoğunun da keyifli olduğu yıllar arasına aynı yıllar denk geliyor.<br /><br /><b>İki;</b> Dünyada ki ekonomik ve yönetimsel sistemlerin insanları dümdüz yapmasından kaynaklanıyor olabileceği. Kapitalist sistem çok işlevsel ve sonu kolay kolay gelmeyecek bir yapı. Ancak çarkın tıkanması gördüğüm kadarıyla sonu getirebiliyor. Mesela ikinci dünya savaşı sonunda kapitalizmin artması insanları ne kadar parasal sıkıntıya itse de mutlu ediyordu. Çamaşır makinesi çıkıyor onu aldıktan sonra, bulaşık makinesi çıkıyor onu alıyor başka markalar giriyor onlardan alıyor sonra ilk aldığı bozuluyor rekabet var derken çalış çalış kendine bir şeyler al, çalış çalış eve bunu yap, şunu yap diye kendini revize ediyordu. Ama artık herkes doyum noktasına ulaştı. Yeni bir şeyler yok. 1970'lerden beri ufak yenilikler dışında büyük gelişme gösteren teknoloji hayatımıza girmedi. Ozaman da araba var bu zamanda var değişen tek şey fiziksel özellikleri ve uyumlulukları. Ev eskiden tahtadan ise şimdi daha yenilikçi fakat ikisi de<b> = EV. </b>Metaverse vb oluşumların çıkmasını da buna bağlıyorum. İnsan sürekli yeni şeyler isteyen, öğrenme kabiliyeti çok yüksek bir canlı. Yeni görünen her şey sadece bir öncekinin kopyası. Eskiden olan tahtadan ev ile metaverse içindeki ev benim için aynı. Kafam onu değiştirmiyor, kısa süreli oyalanma fırsatı yaratıyor.<div><div><span><a name='more'></a></span><div><br /></div><div>2022 yılında 15 seans süren kıl lazer tedavisinin olması bile bana komik geliyor. Marsa gitmeyi konuşuyoruz ama hala kellik için bir çözüm yok. Çok mantıksız değil mi. En mutlu olunan yıllar belli ki birçok insan için benzer. Nedenleri de belli. Kendi kendime cevap almış oldum bu da ilginç olmadı mı. Bakın mesela Youtube 2005 yılında kuruldu. Onun keşfedilmesi tam stabil çalışması, yayılması derken 2008 - 2010'larını buldu ve onu da hızlıca tüketip yavaştan rafa kaldıracağız. Sanırım sistemin tıkanması asıl bu sıkılmanın başlangıcı.</div></div></div><div><br /></div><div>Artık sistem bende kendime doydum diyor. Feedback'i bizi etkiliyor. Canım mont almak istemiyor montum var. Parasal olarakta eskisi gibi ücrette değil. 1 sene daha almam başka birşey alırım. Ama o başka bir şey çıkmıyor. Bu sefer elimdekilere dönüyorum. Elimdekiler de diyor ki; Yahu yeter artık 10 yıldır dönüp dönüp bana sarıyorsun 25 yıldır karın yağmasıyla eğleniyorsun ama yeter artık kar yağsın eğlen ama karda yeni bir şeyler yapmalısın baydı diyor. Kendi kendime konuşup kendi sorunumu anladım.. Maddiyat düzelirse bizim <b>yaşamadığımız kapitalist sistemin</b> güzellikleri var onları yaşarsak bir 20 yıl daha sıkılmayız. Hadi bize onları yaşat. <span><i><span style="font-size: x-small;">İnsan olarak ne garibiz.</span></i><i style="font-size: small;"> </i>Görüşüm sistemin çöküşü geldiği noktasına yaklaştı. Belkide bundan 50-60 yıl sonra çok farklı yeni sistemleri konuşuyor olacağız.</span></div></div>KavunPannhttp://www.blogger.com/profile/17367264173529284576noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-710449528099968848.post-44965523916683305742022-01-14T13:11:00.003+03:002022-01-14T13:18:06.766+03:00Vejetaryen X Veganların Firmalar Tarafından Kullanılıyor Olması<p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEiZ8UXWi_FmZgbPDOAv7hho-CP12IhNT7g4eM-5U1dc5VE_vmiRmfcg3FANIdZmJOu0br_rGWt7VkgAY0cu9Iiwg_7L328ugaTRRRCKMVLdfow1vfJVG3hXAyYcAXN3J0PMxCw_kYQPFEOXgi4B4VX4CjRwVzi-vRmzw7BZZmtQ34hUqlu526VH9ncF=s500" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="153" data-original-width="500" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEiZ8UXWi_FmZgbPDOAv7hho-CP12IhNT7g4eM-5U1dc5VE_vmiRmfcg3FANIdZmJOu0br_rGWt7VkgAY0cu9Iiwg_7L328ugaTRRRCKMVLdfow1vfJVG3hXAyYcAXN3J0PMxCw_kYQPFEOXgi4B4VX4CjRwVzi-vRmzw7BZZmtQ34hUqlu526VH9ncF=s16000" /></a><br /><span style="text-align: left;"><br />Kullanılan kişiler durumun farkında mı değil yoksa kapitalist sistemin "aracı" olmayı mı kabul ettiler.</span></div><p><br />İfadem kapitalist sistemle başlayınca sistemi eleştirdiğim konusunda bir hava veriyor olabilir. Sistemle işim yok sadece vejetaryen yada veganların durumu fark etmemesini garipsiyorum. <i>-bundan sonraki süreçte kullanılan kişileri </i><b style="font-style: italic;">VV</b><i> olarak yazacağım.-</i><br /><br />Haberlerde ünlü bir hamburger firmasının<b> vegan/vejetaryen</b> alanına yatırım yaptığını duyuyorum. İlk olarak vejetaryen menüsünün çıkışı, daha sonra %0 et içeriği olan (en çok bilinen menüsünün) vejetaryen versiyonunun çıkışı. Bu yatırımların tutması diğer firmalarında dikkatini çekiyor. Uzaktan baktığımızda hoş görünse de içine indiğimizde bir absürtlük yok mu?<br /><br />VV'lerin gözünden bakacak olursak hayvan içerikli gıdalara karşılar. Hayvan haklarını savunuyorlar. Size firmaların hayvan içerikli gıdalar üretip yanında VV kitlesini çekmek için bu hamleleri yapması normal mi geliyor?<br /><br />Genel üretimlerinin <b>%99'unda hayvan içeriği var.</b> VV ürünleri de üretti diye onları yemek doğru mu. Bana kalırsa değil. Yakın zamanda kız arkadaşımla gezerken bir markette ünlü bir çikolata markasının 50 tane çikolatasında süt ve süt ürünleri kullanırken sadece VV olan kişilerin dikkatini çekmek için %100 vejetaryen çikolata çıkarttığını gördük. Ne anladık bu işten? Adamlar işi fırsata çevirmiş. Her kesimin dikkatini çekip güzel paralar kazanıyorlar. Kimsenin parasında gözüm yok, hatta vejetaryen yada vegan da değilim. Ama kapitalizmin doruğu yaşanıyor ve buna VV kitlesinin <b>"aaa ne kadar güzel", "böyle firmalar lazım bize işte!"</b> gibi görüşlerinin olduğunu bilmek bana ilginç ve komik geliyor. <i>-marka isimlerini oluşabilecek sorunlar yüzünden vermiyorum.-</i><br /><br />X bir firma sadece vejetaryen - vegan ürünler üretse ozaman sisteme dahil olmuyor mu. Evet belki oda oluyor fakat eleştirim sisteme değil. Eleştirim sistemin bu kadar kolay tıkır tıkır işleyip, VV kitlesini resmen alaya almaları ve kitlenin farkında olmayışı. Ayrıca isteyen herkes kapitalist sisteme ayak uydurabilir bunda sorun yok. Adam sadece bunu üreteceğim demiş. Sorunsuz.<br /><br /><b>İkinci olayım;</b> Bana göre vejetaryen ve veganların hatasıdır.<br /><br />VV kitlesi için köfte, et, sucuk gibi şekillerde ürünlerin üretilmesi hatta reklamlarının "et tadına çok yakın" şeklinde olması kafa karıştırıcı. Kitlenin de bu propagandayı devam ettirmesi <b>über hatta üp über</b> bir hata. Kitle neden vejetaryen yada vegan olduğunu mu unuttu. Yada neden yaptıklarını bilmeden mi yapıyorlar? Sadece hayvan vb korumalar için olmadığını biliyorum bilimsel olarak tezlerde mevcut, tamam. Sağlığımız için doğal ürünlerin kullanılması yeterli. Bu açıdan bakarsak bile mantığa oturtamıyorum. Sağlıksız ve önemsiz olan yemeklerin şekline ve tadına benzetme aşkı neden? Bu kadar kopamıyorsanız ne gerek var?<br /><br />Bir yandan et pişireyim. Bir yandan VV'lere özel menüler çıkartıp azıcık onlardan para kazanayım. Ohh VV olayım yalandan mekan açayım şappır şuppur benim yaptığım ürünlerin tipleri sucuk tadı da öyle benziyor. <b>Buyrun mekanıma hoşgeldiniz!</b></p>KavunPannhttp://www.blogger.com/profile/17367264173529284576noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-710449528099968848.post-83364630408995453362021-11-01T11:19:00.008+03:002021-12-24T10:51:45.855+03:00Cadılar Bayramında: Keiō Hattında Joker Kıyafetli Kişi Metroyu Ateşe Verdi<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://1.bp.blogspot.com/-jw2e3XjPH0s/YX-iIZBiZNI/AAAAAAAADZY/1j_g5EzXlZI5DtweMCnFE_C6JUxqBG9xwCLcBGAsYHQ/s389/Cad%25C4%25B1lar%2BBayram%25C4%25B1nda%2BKei%25C5%258D%2BHatt%25C4%25B1nda%2BJoker%2BK%25C4%25B1yafetli%2BKi%25C5%259Fi%2BMetroyu%2BAte%25C5%259Fe%2BVerdi%2B%25282%2529.jpeg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="389" data-original-width="310" height="320" src="https://1.bp.blogspot.com/-jw2e3XjPH0s/YX-iIZBiZNI/AAAAAAAADZY/1j_g5EzXlZI5DtweMCnFE_C6JUxqBG9xwCLcBGAsYHQ/s320/Cad%25C4%25B1lar%2BBayram%25C4%25B1nda%2BKei%25C5%258D%2BHatt%25C4%25B1nda%2BJoker%2BK%25C4%25B1yafetli%2BKi%25C5%259Fi%2BMetroyu%2BAte%25C5%259Fe%2BVerdi%2B%25282%2529.jpeg" width="255" /></a></div><br /><div>Joker kıyafeti giyinmiş bir adam <b>Keiō (Tokyo) Tren İstasyonunda</b> 17 kişiyi yaralayıp metroyu ateşe verdi. Yakalandıktan sonra idam edilmek istediğini söyledi.</div><div><br /></div><div>Saldırganın 24 yaşındaki <b>Kyota Hattori</b> olduğu tespit edildi. Görgü tanıkları saldırganın 10 kişiyi bıçakla yaraladığını ve 7 kişinin de alevler sonucunda yaralandığını söyledi. Yaralılardan bir kişinin 70 yaşında olduğu ve bıçak darbesinin göğsüne geldiği bildirildi.</div><div><br /></div><div>Japonya'nın işlek istasyonlarından biri olan Keiō ekspress hattında meydana gelen saldırıda <b>hidroklorik asit</b> kullanıldığı da söylenenler arasında.</div><div><br /></div><div>Tokyo İtfaiyesi: Saldırının özellikle Cadılar bayramına denk getirilmesi konusunda uyarılarda bulundu. Hattori hakkında soruşturma başlatıldı.<br /><br /></div><div>Yolcular saldırganın görüntü ve hareket olarak Jokere benzediğini saldırırken hiçbir duygu ifadesi bulunmadan gerçekleştirdiğini söyledi. </div><div><br /></div><div>Hattori'nin ilk ifadeleri; "Kızartma yağını döktüm. İyi yanmadığını fark ettiğimde yanımda getirdiğim 2 litrelik şişeye koyduğum benzini kullandım." Polisler Hattori'nin Haziran ayından beri birçok kişiyi öldürme arzusunda olduğunu ve öldüremediği için pişmanlık duyduğunu aktardı.</div><div><br /></div><div><b>Ulaştırma bakanlığı</b> istasyonlarda çıkan bu olaylar için yeni bir nesne tespit etme sistemi geliştirdiklerini açıkladı.</div><div style="text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://1.bp.blogspot.com/-6StvWnVqb4Q/YX-iyKDtLjI/AAAAAAAADZk/NgwD-J0e46kBJ-UPFdM3UAgES2vlpbt0gCLcBGAsYHQ/s2000/Cad%25C4%25B1lar%2BBayram%25C4%25B1nda%2BKei%25C5%258D%2BHatt%25C4%25B1nda%2BJoker%2BK%25C4%25B1yafetli%2BKi%25C5%259Fi%2BMetroyu%2BAte%25C5%259Fe%2BVerdi%2B%25281%2529.jpeg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1338" data-original-width="2000" height="428" src="https://1.bp.blogspot.com/-6StvWnVqb4Q/YX-iyKDtLjI/AAAAAAAADZk/NgwD-J0e46kBJ-UPFdM3UAgES2vlpbt0gCLcBGAsYHQ/w640-h428/Cad%25C4%25B1lar%2BBayram%25C4%25B1nda%2BKei%25C5%258D%2BHatt%25C4%25B1nda%2BJoker%2BK%25C4%25B1yafetli%2BKi%25C5%259Fi%2BMetroyu%2BAte%25C5%259Fe%2BVerdi%2B%25281%2529.jpeg" width="640" /></a></div><br /><div style="text-align: center;"><br /></div>KavunPannhttp://www.blogger.com/profile/17367264173529284576noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-710449528099968848.post-39460215026278588712021-06-29T13:00:00.002+03:002021-06-29T13:00:49.930+03:00Psikolojide Ufak Bir Manipülasyon<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://1.bp.blogspot.com/-g-LxeVjlNUU/YNrjBlCMQYI/AAAAAAAADWE/1DyYj2Wwrz8CLCFj7IhLtxaXQdyErf9dQCLcBGAsYHQ/s700/Psikolojide%2BUfak%2BBir%2BManip%25C3%25BClasyon.webp" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="393" data-original-width="700" height="359" src="https://1.bp.blogspot.com/-g-LxeVjlNUU/YNrjBlCMQYI/AAAAAAAADWE/1DyYj2Wwrz8CLCFj7IhLtxaXQdyErf9dQCLcBGAsYHQ/w640-h359/Psikolojide%2BUfak%2BBir%2BManip%25C3%25BClasyon.webp" width="640" /></a></div><div><br /></div><div>Psikolojik olarak yenilgiyi kabul etmek karşıdakine karşı <b>"sen kazandın"</b> demenin en ağır yoludur.<br />Hayatımızın her alanında sayısal olgular karşımıza çıksa da neticelendirme aşaması tamamen psikolojiden geçiyor. Ne kadar güçlü olursanız olun psikolojik olarak gelişmediğiniz sürece her an yenilgiyi tadacaksınız.<br /><br />Yenilgi sadece kuvvetle, güçle olan bir durum değildir. Tam bu noktada psikolojinin gücünü görüyoruz.</div><div>Yenilseniz bile psikolojik olarak bu <b>bildiriyi </b>karşıya yapmadığınız sürece yenilmiş, kaybetmiş sayılmazsınız. Fakat ne yazik ki gözlemlerim, bu durumu kontrol edebilen sayısının çok az olduğunu gösteriyor.<br /><br />İstediğiniz her alanı düşünebiliriz. İş yerinde yükselme savaşları, spor, oyun ne isterseniz. <br />Yükselmek istiyorsunuz fakat rakipleriniz var ve bu sizin modunuzu gücünüzü düşürüyor. Böyle durumlarda çocuksal bilinç altınızı tamamen kapatın. Kariyeriniz kimin elindeyse ona karşı her zaman güçlü durun. Rakiplerinize karşı her zaman "düşmanını yakın tut" mottosuyla yaklaşın. Güçlü durabildiğinizde nasıl açıkların olacağını ve o zor zamanlarda neler yapabileceğinizi iyi göreceksiniz. </div><div><br /></div><div>Çok basit, oyunlarda bile görüyorum yenilmeye başlayınca karşı takımın görebileceği şekilde kendi arkadaşlarına hakaretler eden, ben iyiyim ama yanımdakiler kötü havasını rakibe taşıyan kişileri. İlla oyun olmak zorunda değil spor konularında da bu geçerli. Takım oyununu <b>lider sıfatında</b> olsanız bile hissettirmelisiniz. Bireysel olmayan oyun ve sporlarda kimse tek başına büyük işler yapamaz. Rakip sizin güçlü olduğunuzu ama arkadaşlarınızın kötü olmasını ne yapsın? Umrunda olur mu? Şahsen bu hale gelen bir rakip gördüğümde daha da büyük psikolojik savaş vererek <b>ayrışmalarını</b> sağlıyorum. Örneğin bu kişi bana veya yakınımda bunu hissettirirse onları iyice bölmek için o kişinin haklı olduğu mesajını verir ve iyice bölünmelerini sağlarım. Bu sayede sakin kalabilenlerde olayı çıkaran "lider" ile kavga etmeye başlayacaktır. Belkide kaybedecektim ama bu sayede kaybetme şansım çok daha düştü.<br /><br /><b>Aşırıya kaçan psikolojik savaş ve manipülasyonunda zararlarını göstermek istiyorum.</b> Hitler ve arkadaşları yenilmelerine rağmen halka karşı çok büyük bir manipülasyon yürütüyorlardı. Alman halkı Rus tanklarının Berline girdiğini gördüğünde yenildiklerini yeni anlamışlardı. Abartı hale getirmekte bu tarz geri tepmelere sebep olabiliyor. Denge başarıya ulaştıracaktır.</div><div><br /></div><div>Psikolojiyi en iyi yöneten olgu manipülasyondur. Odağı manipüle edeceksiniz. Oyun örneğinde verdiğim gibi. Lider olmak zayıf halka olmayacağı anlamına gelmez. Liderlerin gruba olan gücü çok daha kolay manipüle edilmesiyle büyük yıkımları getirebilir. Psikolojik olarak güçlü olun. Nelerin değişeceğini göreceksiniz. Birazcık baharat olarak <b>HIRS</b> koymayı unutmayın.</div>KavunPannhttp://www.blogger.com/profile/17367264173529284576noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-710449528099968848.post-7676480915751285242021-03-18T10:34:00.004+03:002021-03-18T10:38:28.291+03:00Keşke Keşke Keşke -Kendimi Sorguya Aldım<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://1.bp.blogspot.com/-B9fBPcWT1rQ/YFMB-Kux-II/AAAAAAAADSk/EqSD0X9rKR4N5Cia8vs0sYn557Fga5F6ACLcBGAsYHQ/s1920/Ke%25C5%259Fke%2BKe%25C5%259Fke%2BKe%25C5%259Fke%2B-Kendimi%2BSorguya%2BAld%25C4%25B1m.gif" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1080" data-original-width="1920" height="360" src="https://1.bp.blogspot.com/-B9fBPcWT1rQ/YFMB-Kux-II/AAAAAAAADSk/EqSD0X9rKR4N5Cia8vs0sYn557Fga5F6ACLcBGAsYHQ/w640-h360/Ke%25C5%259Fke%2BKe%25C5%259Fke%2BKe%25C5%259Fke%2B-Kendimi%2BSorguya%2BAld%25C4%25B1m.gif" width="640" /></a></div><div style="text-align: center;"><br /></div><div style="text-align: left;">Bundan 9-10 sene önce genç nesillerden biriydim. Takıntılı olduğum futbol oyunlarında kendi karakterimi yaratırken 18 yaşından büyük olduğum süreçlerde klüplerin bana olan ilgisinin azalacağını düşünerek kafamda ailem kimlik yaşımı büyük yazmış olabilir şeklinde <b>hikayeler</b> uydurarak 16-17 yaşlarını seçerek başlardım.</div><div style="text-align: left;"><br /></div><div style="text-align: left;">Gerçek hikayelerimizdeyse herkesin kafası karışmış. 100'den fazla yazımın içerisinde hayatı, koşulları, yaşamı eleştirmişimdir. Eleştirilerimden<b> ders almamışım</b> ki beni fazla ileriye taşıyamadılar. Belki eleştirilerden ders çıkaranlar olabilir. O yüzden eleştiri yazmaya devam. <i>-eleştiri eleştiri eleştiri-</i></div><div style="text-align: left;"><br /></div><div style="text-align: left;">Her üç senede bir keşke şunu yapsaydım keşke şunda kalsaydım keşke şöyle gitseydim çizgisinden sıkılmaya başladım. Benim gibi binlerce eski, yeni genç yeteneklerimizin atlamadığı dal kalmamıştır. Kaç sene önceki keşkelerimden biride bir müzik aleti çalma hedefiydi ozaman param yoktu. Aslında vardı ama ona ayıracak param yoktu veya olmuyordu buda o keşkemin o anki hedeflerimde geride olduğunu gösterir. Ama üç sene sonra neden ben o hayalimi yapmadım diye düşünerek büyük bir KEŞKE'ye dönüştürdüm.</div><div style="text-align: left;"><br /></div><div style="text-align: left;"><div>Yeni bir üç sene önceki keşkem de iş hayatımda oldu. Keşke ikinci üniversiteyi okumayıp askere gidip ozaman işe girseydim dedim. Bir şekilde işe girdik ama arkamızda bir keşke kaldı oda askerlik. Biliyorum ki seneye yada ilerleyen bir tarihte askerliğe bedelli olarak gittiğimde tekrar ilk keşkeme dönüp neden ozaman bedelsiz gitmedim, şimdi hayatımı şekillendirdiğimde bedelli parasını ödeyerek gittim keşke bilmem kaç bin tl yanıma kalsaydı diyeceğim. </div><div><br /></div><div>Sene 2010'lar belkide Türkiye'de çok fazla kişinin <b>Kurgu nasıl yapılır?</b> aramalarını yaptığı dönemlerde ben hem bölümü okuyordum hemde küçüklükten gelen -doğru keşke ataklarım- araştırmalarımla Adobe programlarını sular seller gibi öğrenmiş olduğum dönemlerde belki de Youtube'da ünlü olabilecekken bunu kovalamamış olmamda büyük bir keşkemdir.</div><div><br /></div><div>Şuanki yeni keşkemde kripto paralar. Evet popüler oldu. Popüler olduğu dönemde geldim. Önceden bilmiyor muydum, biliyordum. Fakat çevremde bununla uğraşanlar yoktu. Araştırmadan sağdan soldan duyduklarımda hep sanki dolandırılacakmışım gibiydi. Belki de hala tam nirvana yapmamış olmasının sebebi insanların böyle düşünüyor olması olabilir. Kripto paralarda akıllı ve sakin olursanız kazanç yapma şansınız gerçekten var. Ama araştırmadan, bilgisizlikle girilmeyecek bir dünya. Yoksa sonu kötü olabilir. Girmemeniz daha iyide olabilir. Fakat kendime üç yıl önce bu işin içinde olsaydım keşke demeden durmayacağım.</div><div><br /></div><div>Keşkelerimin özetine baktığımızda <b>%99</b> hedefin para olduğunun farkında mısınız? Ben farkındayım ama bu benim aç gözlülüğüm veya başka aklınıza ne geliyorsa hiç biriyle alakasının olmadığını düşünün derim. Analiz sadece benim kaderim değil bütün içine aldığım gençliğin kaderi. Herkes bu yaşam düzeninden sıkıldı <b>"mutluluğa" </b>ulaşmak istiyor. Gerçekten işini düzgün yapan bütün Youtuberlara'da veya aklımıza gelebilecek her türlü fırsatı kovalayan bütün emektarlara saygım sonsuz. Altını çiziyorum <u><b>emektarlara.</b></u></div><div><br /></div><div>Keşke demediğim bir hikayem var. İstediğim gibi her şeyi yazabildiğim bu güzel siteyi kurmak. Devrik, rahat cümlelerle içimi dökmeyi özlemişim.</div><div><u><b><br /></b></u></div></div>
<div style="text-align: center;"><iframe allow="accelerometer; autoplay; clipboard-write; encrypted-media; gyroscope; picture-in-picture" allowfullscreen="" frameborder="0" height="315" src="https://www.youtube.com/embed/NzCL9uLkQSI" width="560"></iframe></div>KavunPannhttp://www.blogger.com/profile/17367264173529284576noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-710449528099968848.post-57922912132029083432021-01-04T18:53:00.004+03:002021-01-04T18:53:40.992+03:00Japonya'daki Manga Çizerler Ne Kadar Kazanıyor? (Mangaka)<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><img border="0" data-original-height="768" data-original-width="1024" height="480" src="https://1.bp.blogspot.com/-YoOD5WA_IIU/X_M0XgLFEwI/AAAAAAAADQw/RSSt-FovU3MWppo-T376wOLUGwC6Kw7DgCLcBGAsYHQ/w640-h480/Japonya%2527daki%2BManga%2B%25C3%2587izerler%2BNe%2BKadar%2BKazan%25C4%25B1yor%2B%2528Mangaka%2529.png" width="640" /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><b>Manga: </b>Japonya'daki çizgi romanlar için kullanılan bir terimdir. Anime çizim sanatı olarakta bilinir. Sağdan sola doğru okunmaktadır. </div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">Manga çizerleri Shueisha yada Kodakawa gibi büyük şirketlerde iş bulabilir. Pek çok farklı çalışma alanları da bulunuyor.</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">Bir manga sanatçısı yılda ortalama ¥ 4Milyon Yen (39Bin Dolar) ile ¥ 6Milyon Yen (64Bin Dolar) kazanmaktadır. <i>-iyi bir mangaka'ysa!- </i>Manga çizer asistanları da ortalama ¥ 200Bin Yen kazanmaktadır.</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;"><b>Manga çizerleri ödemelerini neye göre alıyor?</b></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">Sayfa başına ve Lisans telif hakları şeklinde ödeme alıyorlar. Ortalama bir manga sanatçısı sayfa başına ¥ 3Bin Yen (30 Dolar) isteyebilir. Lisans ve telif hakkları içinde %1-%10 arasında kazanç elde edebilmektedirler.</div><div><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Manga sektöründe iyi para kazanmak; <b>Yetenek > Ün > İfade </b>konusunda ne kadar başarılı olduğunuza bağlı.</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;"><i>Telif için basit bir örnek: Başarılı olan bir manganın anime'ye dönüşmesi ardından oyun haline gelmesi ekstra kazanç demektir.</i></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">Manga çizerleri İllüstratör yaparak da gelirlerini arttırabiliyorlar. Kitap sektörü bu konuda desteğe ihtiyaç duymaktadır. Çizerler kitaplara kapak çizerek hem ünlerini hem de gelirlerini arttırabiliyorlar.</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;"><div class="separator" style="clear: both;"><b>Japon olmasanız bile manga sanatçısı olabilir misiniz?</b></div><div class="separator" style="clear: both;">Son zamanlarda yetenek ön plana çıkmış durumda. Örneğin<b> Koreli manga sanatçısı Boichi;</b> Shueisha şirketinde çalışmaktadır. <i>(Dr. Stone mangası Boichi'ye ait.) </i>Her ne kadar dış alım gerçekleşse de büyük çoğunluk Asya ülkelerinden seçilmektedir. Japonya'da manga sanatçısı olmak bizler için hala zor!</div><div class="separator" style="clear: both;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://1.bp.blogspot.com/-_tN-3U5VjCs/X_M3sXKua1I/AAAAAAAADQ8/nGeG90QGDYooUA2JxIigC2Ksx-iAotHQgCLcBGAsYHQ/s1200/Japonya%2527daki%2BManga%2B%25C3%2587izerler%2BNe%2BKadar%2BKazan%25C4%25B1yor%2B%2528Mangaka%2529.webp" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1200" height="400" src="https://1.bp.blogspot.com/-_tN-3U5VjCs/X_M3sXKua1I/AAAAAAAADQ8/nGeG90QGDYooUA2JxIigC2Ksx-iAotHQgCLcBGAsYHQ/w400-h400/Japonya%2527daki%2BManga%2B%25C3%2587izerler%2BNe%2BKadar%2BKazan%25C4%25B1yor%2B%2528Mangaka%2529.webp" width="400" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><b>Dr.Stone</b></div></div>KavunPannhttp://www.blogger.com/profile/17367264173529284576noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-710449528099968848.post-53548575003614913012020-11-26T15:26:00.004+03:002020-11-27T09:56:36.426+03:00Hideki Tōjō Hakkında<p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://1.bp.blogspot.com/-bJmxdJESooM/X7-S4eIsxyI/AAAAAAAADOo/ntRTz2WUR8cznapeCMwgA2pCZ39gFHiuwCLcBGAsYHQ/s900/Hideki%2BT%25C5%258Dj%25C5%258D%2BHakk%25C4%25B1nda%2B%25281%2529.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="478" data-original-width="900" height="341" src="https://1.bp.blogspot.com/-bJmxdJESooM/X7-S4eIsxyI/AAAAAAAADOo/ntRTz2WUR8cznapeCMwgA2pCZ39gFHiuwCLcBGAsYHQ/w640-h341/Hideki%2BT%25C5%258Dj%25C5%258D%2BHakk%25C4%25B1nda%2B%25281%2529.jpg" width="640" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><p></p><div class="separator" style="clear: both;">Hideki Tojo 30 Aralık 1884 tarihinde Kōjimachi'de dünyaya gelmiştir. Yaşadığı dönemde Başbakanlık, Ordu başkanlığı (IJA) ve İmparatorluk Yardım Derneği başkanlığı yapmıştır<i> -derin devlet tarzı bir oluşumdur, parti düzenlerine ve yönetime doğrudan karışan bir dernek-</i></div><div class="separator" style="clear: both;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both;"><div class="separator" style="clear: both;"><b>Tojo </b>samuray geçmişi olan 1871 öncesi kast sisteminden kalma bir ailedir. -tüccarlar, zanaatkarlar, köylüler ve samuraylar- Kast sistemi kaldırılmış olsa da Samuray sisteminden gelen aileler ön plandaydı. Yani dedesi bir samuraydı ve babası da Korgeneral Hidenori Tojo'dur.</div><div class="separator" style="clear: both;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both;"><b>Hideki'nin küçüklüğü: </b>İnatçı ve mizah duygusuna sahip olmaması ile biliniyordu. Tojo, Tokugawa Ieyasu'yu örnek almaktaydı.<i>-en önemli shōgunlardan-</i> Ieyasu'nun "Sevdiğiniz şeylerden ve işlerden uzak durun, kendinizi hoşunuza gitmeyen sıkıcı işlere yöneltin" sözünden esinlerek "Ben normal bir insanım, herhangi bir özel yeteneğimde yok. Başardığım her şeyi asla pes etmeyen ve sıkı çalışan karakterime borçluyum" demiştir.</div><div class="separator" style="clear: both;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both;">1899 yılında Askeri akademi okuluna girdi ve Mart 1905 tarihinde 363 öğrenci arasında 10. sırada yer alarak mezun oldu. Bunun sonucunda Teğmen oldu. 1905 yılında imzalanan Portsmouth Antlaşmasını büyük bir öfkeyle karşıladı. Japonya genel olarak bu anlaşmada kazanan taraf olarak görülse de Sibirya'yı alabilecekken anlaşma yüzünden alamamıştır. Aynı zamanda bu anlaşma iki ülkeyi de borca sokmuştur. (Japon-Rus savaşını sonlandırdı.) <i>-anlaşmayı Amerika sağlamıştır.-</i> Halk Japonya'nın savaştan çok daha az pay elde ettiğini ve aldatıldığını düşünüyordu. 1909 yılında <b>Katsuko Ito</b> ile evlenmiştir. Üç oğlu (Hidetake, Teruo, and Toshio) ve dört kızı (Mitsue, Makie, Sachie and Kimie) vardır.</div><div class="separator" style="clear: both;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://1.bp.blogspot.com/-pSxO8uoacIk/X7-V2KlT2qI/AAAAAAAADPQ/wnNesYKEU9Ea19Fn5WVQvT7zhqbKPSOPQCLcBGAsYHQ/s579/Tojo_family_1941.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="579" data-original-width="490" height="320" src="https://1.bp.blogspot.com/-pSxO8uoacIk/X7-V2KlT2qI/AAAAAAAADPQ/wnNesYKEU9Ea19Fn5WVQvT7zhqbKPSOPQCLcBGAsYHQ/s320/Tojo_family_1941.jpg" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">1919-1922 yıllarında Almanya'ya Japon askeri ateşesi <i>-elçisi-</i> olarak gönderildi. Japon-Alman ilişkisi o dönemlerde çok güçlü olduğu için iki ülkede birbirinden etkilenmekteydi. Hatta bir dönem Japon imparatorluk ordusu bazı Alman komutanlar tarafından eğitim almıştır. Bu yüzden Tojoda yapıya çok uzak değildi. 1922'de Japonya'ya dönerken Amerika üzerinden dönmeyi tercih ederek ilk ve tek ziyaretini gerçekleştirdi. Amerikalıları sadece para kazanmak için yaşayan materyalist ve yumuşak insanlar olarak yorumladı. Hayatlarının sadece sex, içki ve hedonistik yapıda olduğunu vurguluyordu.</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;"><b>*Hedonizm:</b> Hazzın mutlak anlamda iyi olduğunu, insan eylemlerinin nihai anlamda haz sağlayacak bir biçimde planlanması gerektiğini, sürekli haz verene yönelmenin en uygun davranış biçimi olduğunu savunan görüştür.</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div>Tojo hobisinin sadece işi olduğunu söyleyerek çocuklarını yetiştirmeyi reddedip bütün yükü eşine bırakmıştır. Gece geç saatlere kadar evrak ve askeri işlerle uğraşmayı doğru buluyordu. Yaşı ilerlesede hala çevresi tarafından mizahtan anlamayan, şakalaşmayı dahi kabul etmeyen kurallara takıntılı soğuk biri olarak görülüyordu.<br /><div class="separator" style="clear: both;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both;">Samuray kastından kalma olan <b>"emir altındakilere tokat atma"</b> eylemini rutin bir şekilde gerçekleştiriyordu. Bunun bir 'eğitim aracı' olduğunu savunuyordu. Kısacası Buşido kurallarını herşeyden üst görmekteydi.</div><div class="separator" style="clear: both;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both;"><div class="separator" style="clear: both;">1924 yılında Amerika; Göçmenlik Kontrol Yasası'nı çıkartmıştır. Tojo bu ırkçılığa karşı Japonların ne kadar güçlü ve çalışkan olduğunu ifade etmiştir.</div><div class="separator" style="clear: both;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both;"><b>1928 yıllında Albaylığa terfi etti.</b> Komutanların siyasette aktif rol oynaması Tojo'nunda dikkatini çekmiştir. Emir verdiği düşük rütbelilere karşı kendisinin<i> -babası, annesi gibi-</i> olması gerektiğini düşünüyordu. Bundan dolayı; Tojo sık sık komutasındaki kişilerin evlerini ziyeret eder ve problemleriyle ilgilenirdi. Para sıkıntılarına bile yardımcı olmaya çalışırdı. </div><div class="separator" style="clear: both;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both;">Japon komutanları gibi Tojo da batı kültürüne tamamen karşıydı ve gençlerin el ele tutuşmasını, erotik düşüncelerini ve birlikteliklerini saçma bularak aşağılıyordu. Geleneksel değerler olan <b>Kokutai</b>'yi ön plana çıkartmak istiyordu.</div><div><br /></div><div>1934 yılında Generalliğe atanarak <b>Genelkurmay başkanı</b> oldu. Ordu bakanlığı tarafından yayınlanan <i>-Hijōji kokumin zenshū-</i> kitabında bazı denemeler yaptı. Kitapta Japonya'nın totaliter bir devlet olması gerektiği ve kendilerine has ideolojileri yazıyordu. Kitapta tam olarak 15 üst düzey Generalin denemesi mevcuttu. 1904-1905 yıllarında gerçekleşen anlaşmalarda Rusya'yı yendiklerini Bushido geleneğinde Ruslar gibi ölümden korkmadıklarını ve herkesten üstün bir üst iradeye sahip olduklarından bahsediliyordu. Bütün yazılar Japon devletinde yaşayan her vatandaşın ulusal hislere sahip olması gerektiğini savunan yöndeydi. Tojo makalesinde Ulusal bir yapıya sahip olabilmek için devletin siyasi, sosyal ve ekonomik alanda monolotik bir yapıda olması gerektiğini ve sistemin tamamen devlet taraflı olmasını söyleyerek ABD, İngiltere, Fransa'ya karşı olduğunu çünkü bu devletlerin Japonya'ya karşı bir ideolojik yapıda olduğundan bahsediyordu. Makalesini bitirirken "Japonya'nın savaş içerisinde dik durması gerektiğini ve kendi ahlaki ilkelerini dünyaya yayması gerektiğini söyleyerek sonlandırmıştır.</div><div><br /></div><div><div>1934 Ağustos ayında <b>24. Piyade Tugayı komutanlığına atanmıştır. </b>Milliyetçi, militarist ve çabuk karar verme zekasına sahip olduğu için "Razor" (カミソリ, Kamisori) lakabıyla anılıyordu. Ordu dışında <b>Tōseiha </b>üyesiydi. <i>-Japon ordu komutanı olarak 1920-30 yıllarında siyasi alanda aktif olan radikal bir örgütlenme- </i></div><div><br /></div><div>Sosyalist politikayı desteklesede Rusya ile verdikleri bir savaş vardı. Sovyetler birliğini kontrol altına almak istiyorlardı. </div></div><div><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://1.bp.blogspot.com/-jC3WyPhpnV8/X7-ds3nYwuI/AAAAAAAADPc/-Qi0LrgJ2a0vTF97aOJ-uf_wvxvS7UnrwCLcBGAsYHQ/s550/Hideki%2BT%25C5%258Dj%25C5%258D%2BHakk%25C4%25B1nda%2B%25282%2529.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="413" data-original-width="550" height="480" src="https://1.bp.blogspot.com/-jC3WyPhpnV8/X7-ds3nYwuI/AAAAAAAADPc/-Qi0LrgJ2a0vTF97aOJ-uf_wvxvS7UnrwCLcBGAsYHQ/w640-h480/Hideki%2BT%25C5%258Dj%25C5%258D%2BHakk%25C4%25B1nda%2B%25282%2529.jpg" width="640" /></a></div><div><br /></div></div><div class="separator" style="clear: both;"><div class="separator" style="clear: both;"><b>26 Şubat 1936</b> yılında yapılan darbe girişiminde Tojo ve Shigeru Sadao, Arakiyi desteklemiş darbecilere karşı gelmiştir. İmparator tarafından tam desteği alan Tojo, Kwantung askeri birliğinden şüphelendiğini ve hepsinin tutuklanması gerektiğini söylemiştir. Sonrasında Tojo bütün darbeci subayları yargılayarak idam etmiştir. Bu olay sonucunda Tōseiha gibi birçok militarist örgütlenme tek bir çatı altında toplanmıştır. 1937 yılında Kwangtung birliğinin başına getirilmiştir. Bu sayede Yosuke Matsuoka ve aşırı milliyetçi Nobusuke Kishi <i>-mançurya demiryolu ceosu-</i> ile dost olmuştur.</div><div class="separator" style="clear: both;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both;"><div class="separator" style="clear: both;">Tojo ilk olarak Sovyet birliğini ele geçirmek istiyordu fakat aynı zamanda Kuzey Çin'i destekleyerek Çin üzerinde Japonya'yı da genişletmek istiyordu. Bir dönem Mançukuo ve Moğolistan bölgesinde Japon gücünü arttırabilmek için çeşitli operasyonlar düzenlemiştir. <b>1937'de en büyük savaş deneyimini Chahar Operasyonunda yaşamıştır.</b></div><div class="separator" style="clear: both;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both;">1938-1940 yıllarında Havacılık Genel müfettişliğini yapmıştır. Dış politika başarıları sayesinde Prens Konoe'nin desteğini almıştır. Tojo genelde hükümet ve yönetimler tarafından destekleniyordu çünkü Japon imparatorların yaşayan bir <b>tanrı</b> olduğunu kabul etmekteydi. Verilen görevleri sadakatli bir şekilde yerine getiriyordu.</div><div><br /></div></div><div><div>Hükümetin zor durumda kaldığı dönemlerde Tojo dışişleri açısından sakin olmasından dolayı sık sık kullanılmıştır. Japon hükümetinin yaptığı son kabine toplantısında Tojo; ABD ile savaşmak istemediğini ama Amerikalıların kibirli, ırkçı ve uzlaşma yoluna girerlerse Japonya'dan daha fazla talepte bulunacağını, bu yüzden nihayetinde savaşmanın daha doğru olduğunu söylemiştir. <i>-Japonya'nın onuru için-</i> Konuşmalarında genelde uzlaşmacı yaklaşsa da gizli toplantılarda sık sık çekilmenin moral bozacağını Çin ve birçok sömürgede askeri bir çözüme ihtiyaç duyulduğunu, Amerikalılarla uzlaşmanın zayıflık olarak görüleceğinden bahsediyordu.</div><div><br /></div><div>Yaşanan gerilimden sonra politik olarak sıkıntıya giren imparatorluk Pren Konoe'nin istifasıyla sonuçlanmıştır. Sonrasında başa gelen Prens Naruhiko Ordu ve donanmanın kontrolünün Tojo'ya verilmesi gerektiğini söylemiştir.</div><div><br /></div><div>Tojo ordu gücünü ele aldıktan sonra ilk radyo konuşmasında <b>"dünya barışı"</b> için bir çağrıda bulunup; Çin meselesini çözeceğini, bütün Asya uluslarının birleşmesi gerektiğini söylemiştir. Prens Konoe'nin istifası meclis açısından da sıkıntı yaratmış ve bir iç çöküşe sebep olmuştur.<i> -kabineside istifa etmiştir- </i></div></div><div><br /></div><div><div>Yaşanan sorunlar, savaş başlangıcının hissedilmesi imparator tarafından endişe ile karşılanırken Tojo göreve başlamadan bir gün önce imparator tarafından çağırılır. <b>Tojo'nun tuttuğu günlükte bugünden bahsettiği görülmüştür.</b> "İmparatorun görüşlerime karşı kızgın olduğu için çağırıldığımı sanıyordum. Yapacaklarımın imparatorluk tarafından incelenmesi gerektiği ve haber vermeden bir şey yapmayacağım hakkında emir verildi." Tojo bu isteği büyük bir sadakat ile yerine getirmiştir. Örneğin; Japon imparatorluğu batılıların yapacağı operasyonlara karşı Japon ordusunun bazı bölgelere asker yerleştirmesi gerektiğini Tojo'ya iletmiştir. İsteği reddetmeyerek İmparator böyle olması gerektiğini söylüyorsa doğru olan budur diyerek hem mektup yazmış hem de isteği gerçekleştirmiştir.</div><div><br /></div><div>Tojo bütün Çini ele geçirip <b>Wang Jingwei</b> başa getirerek kendi yönetimi altına almak istiyordu. Bu olası savaşta Burma Japonya'nın yanında olacağını gizlice bildirmiştir. Tojo'da Burma'nın yanlarında yer olmasından dolayı başarılı olurlarsa Hindistan'ın bazı bölümlerini Burma krallığına ödül olarak vereceğini söylemiştir. <i>-hepsi birer varsayımdı çünkü Tojo'ya göre Çin, Hindistan şeklinde ele geçirerek devam edeceklerdi.-</i></div></div><div><i><br /></i></div><div><div>Midway Muharebesini kaybeden Tojo, hükümet ve ordu taraflı kendisine karşı bir muhalefetin oluşmasıyla karşı karşıya kaldı. Midway ve Guadalcanal Muharebesini kaybedene kadar Asya pasifiğinin neredeyse tamamına Tojo başkanlık etmiştir. Kaybedilen muharebeler sonrasında istifası istenirken 1942 yılında dönemin başbakanı; Kukla ülkelerin rejimlerini hızlıca yönetebilmek için Doğu Asya Bakanlığını kurmak istemiş ve Tojo'da desteklemiştir. Dışişleri Bakanı Shigenori Tōgō bu durumun bakanlığa hakaret olacağını söyleyerek durumu protesto eder ve Tojo'nun baskısıyla Shigenori Tōgō istifa etmiştir. <b>1 Eylül 1942'de Doğu Asya Bakanlığı kurulmuştur.</b></div><div><br /></div><div>Tojo'nun düşünceleri istediği gibi gidiyordu fakat Amerika ile olan atışmaları <b>Pearl Harbor </b>savaşının olmasına sebep olmuştur.</div><div><br /></div><div>1945 yılında Japonya'nın teslim olmasından sonra Amerikalı general Douglas Mac Arthur, Tojo ile birlikte kırk savaş sorumlusunun tutuklanmasını emretti. Amerikan askerleri 11 Eylül'de Tojonun evini kuşattığında <b>Tojo göğsüne ateş etti. </b><i>-mermi kalbini sıyırmıştır-</i> Bu olaydan tecrübe kazanan Amerikalı Generaller diğer sorumluları yakalamaya giderken yanlarında sağlık personelleri bulundurdular. Tojo kendisini kurtarmaya çalışan ekibe "Ölmem uzun sürdüğü için üzgünüm. Savaşlarımızda sonuna kadar dürüst ve haklıydık. Büyük Asya milleti -halkım- için üzgünüm. Tarihin doğru olan yargısına güveniyorum. Sanırım intiharım başarısız olacak." demiştir.</div><div><br /></div><div><div>Yaralı kurtulan Tojo, <b>Sugamo hapishanesine götürüldü.</b> Bu esnada Tojo yeni bir takma dişi yaptırdı. Amerikalı bir dişçi tarafından takma dişlere mors alfabesiyle "Pearl Harbor savaşını unutma" yazıldı. Diş hekimi üç ay sonra böyle bir şey yaptığını açıkladı.</div><div><br /></div><div><b>Tojo;</b> Uzak Doğu Uluslararası Askeri mahkemesi tarafından savaş suçu dışında; Aşırı saldırgan savaş isteği, savaş esirlerine insanlık dışı muamele, savunmasız kişilere karşı öldürme emirleri sebebiyle de yargılandı. Söylenenlere göre Japon ordusu Tojo'nun emirleriyle <b>3-14 milyon</b> kişinin savaş esiri olduğunu yada köleleştirildiğini, katledildiğini, deneye tabir tutulduğu, aç bırakıldığını, <b>5 milyon</b> kişinin de orduya katılarak öldüğü söyleniyor.</div><div><br /></div><div><b>Hideki Tojo'nun yargıdaki konuşması;</b> Genel olarak yargılanan olduğum için sorumluluğu üstlenmem çok doğal. Savaş son bulduğuna göre ve yaşanan her şeyin açıklığa kavuşturulabilmesi, barışın sağlanması için yargılanmam gerekiyor. Dürüstçe konuşmam gerekirse, mağlup olanlar yaşam ve ölüm gücüne sahip olanların önünde dursa da bu durumdan sadece yağcılar ve zekiler düzlüğe çıkacaktır. Duruşmada dürüstlüğümü gölgelemek bir ulusa hesaplanamaz bir zarar verir. Herkes bundan kaçınmak için büyük özen göstermelidir.</div><div><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://1.bp.blogspot.com/-dWhdASeNBL0/X7-eIfK2vRI/AAAAAAAADPk/mUEaW-te4XgboI6Lf0GIqB-4QjhFmYa8ACLcBGAsYHQ/s1024/204883a679f77f10ddafff320adc920e.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1024" data-original-width="823" height="640" src="https://1.bp.blogspot.com/-dWhdASeNBL0/X7-eIfK2vRI/AAAAAAAADPk/mUEaW-te4XgboI6Lf0GIqB-4QjhFmYa8ACLcBGAsYHQ/w514-h640/204883a679f77f10ddafff320adc920e.jpg" width="514" /></a></div><div><br /></div><div><b>12 Kasım 1948 yılında idam cezasına çarptırıldı ve 23 Aralıkta idam edildi.</b> Önemli tarihçiler İmparator Hirohito ve ailesinin yaşanan sorumluluklardan kurtulmak için bütün yükü Tojo'ya yıktığını düşünüyor. Eski deniz kuvvetleri amirali Mitsumasa Yonai davayı gerçekleştiren kişilerin İmparatoru temize çıkarma anlaşması yaptıklarını ve bütün yükü Tojo'ya attıklarını söylemiştir.</div></div><div><div><br /></div><div>Tojo'nun mezarı Aichi'de bir tapınakta bulunuyor. Tojo'nun torunu Yuko Tojo Japonya da gerçekleşen savaşın nefsi müdafaa olduğunu ve büyükbabasının en önemli savaş suçlusu olarak yargılanmasının haksızlık olduğunu söylüyor.</div></div></div></div></div>KavunPannhttp://www.blogger.com/profile/17367264173529284576noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-710449528099968848.post-18474786605585377602020-10-21T12:20:00.005+03:002020-10-21T12:22:36.700+03:00Japonya'daki Jetonlu Oyuncak Yakalama Makineleri Halk Tarafından Tepki Topluyor<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://1.bp.blogspot.com/-sdLI_gOxyQU/X4_8cbjXk5I/AAAAAAAADNU/YONWHBinjKMBxJ54ih0hqDVnfK9tYLaFwCLcBGAsYHQ/s640/Japonya%2527daki%2BJetonlu%2BOyuncak%2BYakalama%2BMakineleri%2BHalk%2BTaraf%25C4%25B1ndan%2BTepki%2BTopluyor.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="480" data-original-width="640" height="480" src="https://1.bp.blogspot.com/-sdLI_gOxyQU/X4_8cbjXk5I/AAAAAAAADNU/YONWHBinjKMBxJ54ih0hqDVnfK9tYLaFwCLcBGAsYHQ/w640-h480/Japonya%2527daki%2BJetonlu%2BOyuncak%2BYakalama%2BMakineleri%2BHalk%2BTaraf%25C4%25B1ndan%2BTepki%2BTopluyor.jpg" width="640" /></a></div><div><br /></div>Japon oyuncak yakalama<i> -jetonlu oyun-</i> makineleri; kek dilimlerinden, plastik şişelere, oyuncak bebeklerden teknolojik ürünlere kadar birçok ödüllü çeşide sahip, ancak makinelerin en büyük gerçeği kazanmanın ne kadar zor olduğudur.<div><br /></div><div>Geçtiğimiz günlerde Ogatun isimli bir twitter kullanıcısı: Sega oyun merkezinde 200 kez başarısız olduktan sonra polisi arayarak şikayette bulundu. Polisler Sega'ya geldiğinde Ogatun bir personel çağırarak oynamasını istedi. <b>Sega çalışanı 300 denemesinde başarısız olunca</b> Ogatun da aşırı abartılı bulduğu kaybetme rezilliğini twitterda paylaştı.</div><div><br /></div><div>Polis olayla ilgili bir işlem yapmasa da Ogatun ve onun gibi düşünenler sosyal medya üzerinden oyun makinelerinin tuzak olduğunu göstermek için çabalıyor.</div><div><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://1.bp.blogspot.com/-dLhWsRM4G4M/X4_8qIT8tLI/AAAAAAAADNY/W4F8wqHP4CkIMlVxtTrvvrJqKy295lZJwCLcBGAsYHQ/s1017/Japonya%2527daki%2BJetonlu%2BOyuncak%2BYakalama%2BMakineleri%2BHalk%2BTaraf%25C4%25B1ndan%2BTepki%2BTopluyor.png" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1006" data-original-width="1017" height="634" src="https://1.bp.blogspot.com/-dLhWsRM4G4M/X4_8qIT8tLI/AAAAAAAADNY/W4F8wqHP4CkIMlVxtTrvvrJqKy295lZJwCLcBGAsYHQ/w640-h634/Japonya%2527daki%2BJetonlu%2BOyuncak%2BYakalama%2BMakineleri%2BHalk%2BTaraf%25C4%25B1ndan%2BTepki%2BTopluyor.png" width="640" /></a></div><div style="text-align: center;"><br /></div><div><div style="text-align: center;"><b>"Hiç kazanamadım ve polisler de bizi izliyor. Personelde hiç kazanamadı."</b></div><div style="text-align: center;"><br /></div><div style="text-align: left;"><div>Tabi olay sosyal medya üzerinde çok fazla ilgi görünce Sega'nın insan kaynakları ertesi gün bir mesaj yayınladı.</div><div><br /></div><div><div style="text-align: right;"><i>"Bu oyuncak makineleri müşterilerin yetenek ve şanslarını denemeleri için sadece bir yol. Ve bu yolda onların keyif almasını amaçlıyoruz. Makinelerde oynayan bütün müşteriler ödüllerin şans faktörüne dayalı olduğunu bilerek oynuyor. Personellerimiz de müşterilerimizi sık sık bu konuda haberdar ediyor. Herhangi bir sorun çıktığında personellerimize ulaşabilirsiniz. Şirketimiz sizlerin keyif alabilmesi için çalışıyor."</i></div></div><div><br /></div><div><div><b>Yaşanan duruma Japon halkı Ogatunu destekleyen yorumlarda bulundu.</b></div><div>-Bu makinelerin hepsi bir aldatmaca.</div><div>-Makineleri kazanılmaz hale getirebiliyorlarsa, ozaman onlarda suç ortağı demektir.</div><div>-Makinelere kazanma şansını belirten bir tabela assınlar.</div><div>-Burada ki oyun sadece parayı deliğe atmaktan ibaret.</div></div></div></div>KavunPannhttp://www.blogger.com/profile/17367264173529284576noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-710449528099968848.post-63579117397837064622020-10-12T11:16:00.003+03:002020-10-12T11:16:27.372+03:00Konami Tokyo'da Espor Okulu Açtı<p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://1.bp.blogspot.com/-X3mjz-t1d5A/X4QOjcp4SbI/AAAAAAAADMY/Mp0rFktyEz0GQKi-yXwXx_lj9XUqpM2xwCLcBGAsYHQ/s800/Konami%2BTokyo%2527da%2BEspor%2BOkulu%2BA%25C3%25A7t%25C4%25B1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="300" data-original-width="800" height="240" src="https://1.bp.blogspot.com/-X3mjz-t1d5A/X4QOjcp4SbI/AAAAAAAADMY/Mp0rFktyEz0GQKi-yXwXx_lj9XUqpM2xwCLcBGAsYHQ/w640-h240/Konami%2BTokyo%2527da%2BEspor%2BOkulu%2BA%25C3%25A7t%25C4%25B1.jpg" width="640" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Profesyonel e-spor oyuncusu olmak Konami ile çok daha kolay ve mümkün bir hale geliyor.</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;"><b>Okul;</b> Pro Evo, eBeyzbol Pro, Dota ve Fortnite oyunlarını ders ve uygulamalı olarak öğretmektedir. <i>-genelde Konamiye ait oyunlar-</i> Aynı zamanda sadece oyun içerikli dersler değil; içerik nasıl üretilir, nasıl planlama yapılır ve ingilizce gibi dersler de mevcut. Öğretmenler espor oyuncularını yetiştiren uzmanlardan oluşmaktadır.</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">Yarı zamanlı ders veya haftada beş gün gelebileceğiniz bir ders programı bulunmaktadır. Fiyatlandırma konusuna gelecek olursak, yüklü miktarda para ödemek zorunda kalabilirsiniz. Yarı zamanlı gelecek öğrenciler için <i>-özel bir koçlukta sunuluyor-</i> 41.800 Yen (400 $) Bütün hafta gelecek öğrenciler de 79.200 Yen (750 $) ödemesi gerekiyor. <b>Dersler 09.40'da başlayıp 15.10'da bitiyor.</b> Bir saatlik öğle arasıda bulunmaktadır.</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://1.bp.blogspot.com/-sbJ97eCa5JE/X4QQoFQ7-vI/AAAAAAAADMk/d89xVZQHa281Z-_1MkjjPE5s22v9f5sZACLcBGAsYHQ/s1280/konami-esport-teknolama-1280x720.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="720" data-original-width="1280" height="360" src="https://1.bp.blogspot.com/-sbJ97eCa5JE/X4QQoFQ7-vI/AAAAAAAADMk/d89xVZQHa281Z-_1MkjjPE5s22v9f5sZACLcBGAsYHQ/w640-h360/konami-esport-teknolama-1280x720.png" width="640" /></a></div><p></p>KavunPannhttp://www.blogger.com/profile/17367264173529284576noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-710449528099968848.post-63476146862419235422020-09-13T11:23:00.004+03:002020-09-13T11:28:52.481+03:00TENET Hakkında / 2020 (Spoiler İçerir)<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://1.bp.blogspot.com/-UUTTtnIyt0Y/X1qaZDG3VKI/AAAAAAAADK4/B9Dr_y8moEE7WyoxyDItHAlK5SHQCqnQwCLcBGAsYHQ/s1200/tenet.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="800" data-original-width="1200" height="416" src="https://1.bp.blogspot.com/-UUTTtnIyt0Y/X1qaZDG3VKI/AAAAAAAADK4/B9Dr_y8moEE7WyoxyDItHAlK5SHQCqnQwCLcBGAsYHQ/w625-h416/tenet.jpg" width="625" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><div style="text-align: left;">Teneti anlamak için Nolanı anlamak gerek. Nolanı anlamak için Teneti bilmek gerek. Teneti anlamakta Nolanı anlamaktan geçiyor. Filmlerini izleyip neyi sunmak istediğini bilmeniz gerekiyor. Vaktiniz yoksa Nolanı anlamayıp ciyak ciyak eleştirenlerin ağzından konuşayım; Nolan zamanı geriye sardırma, ileriden geriye doğru senaryo sunma gibi sabitliğe takılmış <b>"klişe"</b> bir yönetmen. Tabi yersen.<br /></div><div style="text-align: left;"><br /></div><div style="text-align: center;">Tenet kelime anlamı olarak<b> inanç - ilke </b>anlamına geliyor.</div><div style="text-align: center;"> </div><div style="text-align: left;"><div>CIA görev için bir ekibi Ukrayna'da operasyona gönderir. Başrol görevini yerine getirirken inançları doğrultusunda insanların da canını düşünerek yan görevler yapmaktadır. Fakat ekip üyelerinden biri veya -birkaçı- sandığımız kadar ekip ruhunu taşımıyor ve <b>para için bütün ekibi satıyor.</b> Ukraynalı patronlar ekibi yakalayıp dayağa başlar. Bu dayak içerisinde birçok işkence mevcut. <b>Mesela tek tek dişlerini söküp acı çekmelerini izlemek.</b> CIA, ekiplerin yakalanma risklerine karşı intihar etmeleri için birer kapsul verir. Kahramanımız da yakalandığında hapı içmeyi başarır ve asıl olaylar bu noktadan sonra başlar. CIA kendisini satmayacak<b> İNANCI </b>peşinde koşacak <b>İLKE</b>leri olan kahramanlar arıyor. Aslında bu yakalanma bir test. İntihar hapları sahte ve sadece anlık olarak ölü gibi görünmelerini sağlıyor. CIA, testinden geçen kahramanları eliyle bırakmış gibi buluyor.</div><div><br /></div></div><div style="text-align: left;">Bizleri ne bekliyor? Belki de Nolan'ın <b>"klişe"</b>ye düştüğü nokta burasıdır. Kısaca Tenet 3. Dünya savaş muhabbetlerinin farklı bir boyutu. Tenet olgusu gelecekteki büyük bir savaşın habercisi. </div><div style="text-align: left;"><br /></div><div style="text-align: left;"><b>Ekip neyin peşinde. Neler oluyor.. Özetleyelim; </b>Bir kadın profesör zamanı evrilterek normal zaman içerisinde geçmişe gitmenin yolunu bulduğu bir obje yaratıyor. Objeyi kullanabilen kişi zaman içerisinde geçmişe gidip birçok şeyi gelecek için değiştirebiliyor.<i> (yere bir suyun düşeceğini varsayalım ve siz bunu bilerek zaman içerisinde geçmişe gidip suyu ortadan kaldırırsanız zaman ilerlediğinde suda yere düşmeyecektir.)</i> Evriltme hareketinin olumsuz yönleri de var. Zaman olgusu sadece evrilten kişiye göre değişeceğinden dolayı zaman diğerleri için aynı şekilde işliyor. Bu evrilten kişinin etrafı bulanık görmesine, geriye doğru giden hareketlerden ötürü kafasının karışmasına ve en önemlisi nefes alma zorluğu çekileceği için hava tüpleriyle gezmek zorunda kalmasına neden oluyor. </div><div style="text-align: left;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://1.bp.blogspot.com/-H87APiyZr2g/X13Vv3C-3jI/AAAAAAAADLU/01EDCKbcDsMn7FYtY1AmILtIly9EYTIuACLcBGAsYHQ/s540/tenet%2B%25281%2529.gif" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="225" data-original-width="540" height="208" src="https://1.bp.blogspot.com/-H87APiyZr2g/X13Vv3C-3jI/AAAAAAAADLU/01EDCKbcDsMn7FYtY1AmILtIly9EYTIuACLcBGAsYHQ/w500-h208/tenet%2B%25281%2529.gif" width="500" /></a></div><div style="text-align: left;"><br /></div><div style="text-align: left;">Profesör buluşun dünya için dert olacağını anladığında objeyi 9 parçaya bölerek saklıyor ve intihar ediyor. <b>Kötüler durur mu?</b> İki büyük patron <b>Sator ve Priya</b> objeleri arıyorlar.<i> -al sana klişe-</i> CIA'de onlardan önce bularak kontrolü ele geçirmek istiyor.<i> -al sana başka klişe. amerikan propagandası bir taraf ruskraynalı slavik patron Sator, diğeri de uzak doğulardan Pakistanlı Priya. </i>Başrolümüze yoldaş olarak <b>Neil</b> isimli bir yardımcı yanaşıyor.</div><div style="text-align: center;"><br /></div><div style="text-align: left;"><b>Plütonyum ve Sator hakkında;</b> Üçüncü dünya savaşının asıl silahı Plütonyum. Sator çok küçük yaşta madencilik yaparken maddenin gücünü anlıyor ve bulduğu ilk Plütonyumu ne yaptığını bilerek<b> saklıyor - satıyor. </b>Tecrübesi sayesinde Plütonyumla neler yapabileceğini çok iyi biliyor. Kendisini Tanrı olarak görüyor.</div><div style="text-align: left;"><br /></div><div style="text-align: left;"><i><b>Senaryo anlamaz özeti;</b> iki adam var, cia felan olaya dahil oluyor karşılarında iki kötü tip var işte biri rus kötüsü her filmde var. biribirleriyle savaşıyorlar işte kahramanda bunları dövüyor. olaya kız dahil oluyor kız için bir daha dövüşüyorlar. herkes birbirine herşeyi anlatıyor. sahneleri zaten anlamadık işşte bir ileri gidiyo bir geri gidiyor.</i></div><div style="text-align: left;"><i><br /></i></div><div style="text-align: left;">İlk sahnede başrol yakalanırken başka bir ekip üyesi tarafından yardım edilmesi ve o üyenin çantasında görünen <b>kırmızı anahtarlık detayı </b>filmin son sahnelerinde tekrar gösterilerek herkese Neil olduğunu hissettirmiştir. Evet çok basit. Evet çok belli. Ama insanı duygulandıran, bütün seyircinin de istediği bir gerçek. Haksız mıyım? Hepimiz o kişinin Neil olmasını beklemedik mi?</div><div style="text-align: left;"><br /></div><div style="text-align: left;">Tenet askerlerinin tamamen başrol tarafından kurulmuş olması ve olaylar yaşanırken Neil'in aslında zaman içinde sürekli olarak sondan başa doğru yaşıyor olması. Yani Neil'in başrolün karşısına çıktığı an aslında başrol tarafından önceden seçilmişti. Neil'in bütün olaylar da soğukkanlı kalabilmesi son sahnede de pekiştiriliyor. <b>"Yaşadıklarımız senin için yeni fakat benim için artık bir son"</b> gibi bir söz kullanılıyor. Belki de başrol siyahi oyuncumuz fakat olayların başkahramanı da Neil'di diyebiliriz.</div><div style="text-align: left;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://1.bp.blogspot.com/-w_0FvmwaTVk/X13WbHNSEsI/AAAAAAAADLg/jj1yr7LMwyIRgYM6YboPaLiiAigGgrdRwCLcBGAsYHQ/s540/tenet%2B%25282%2529.gif" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="240" data-original-width="540" height="223" src="https://1.bp.blogspot.com/-w_0FvmwaTVk/X13WbHNSEsI/AAAAAAAADLg/jj1yr7LMwyIRgYM6YboPaLiiAigGgrdRwCLcBGAsYHQ/w500-h223/tenet%2B%25282%2529.gif" width="500" /></a></div><div style="text-align: left;"><br /></div><div style="text-align: left;"><div>Film içerisinde çok fazla espiri göreceksiniz ver gerçekten çoğu komik. Aklıma gelenlerden biri, başrolün Sator tarafından yakalanacağı sırada, Sator olayı hikayeleştiriyor ve ölüm hikayesine geçmeden önce nasıl ölmek istersin diye sorduğunda <b>"Yaşlanarak"</b> demesi çok komikti.</div><div><br /></div><div><b>Saçma birşey hiç mi yoktu? Dolusuyla vardı.</b> Niel'in Kat'e iğne yaptığı sahneler sağlık bilgisi konusunda basitten öte, vasattı. Steril olmayan ortam mı dersiniz. İğneyi yastık diker gibi sokmasını mı diyeyim bende bilemedim. </div><div><br /></div><div>Zamanın içinden geçerken hava tüpleriyle göründükleri sahnelerin çoğu komik görünüyor. Minik bir tüp ve hastane nefes alma borusu kullanılmış yürüyen entübe hasta gibi geziyorlar. Güzel bir maske yapılabilirdi veya hiç değilse askerlerin kullandıkları mekanizmalar kullanılabilirdi. Paldır küldür savaşıyorlar ama kimse birbirinin nefes almasını engellemiyor? Veya ana karakterler tüp takmış birini gördüklerinde sadece şaşırıyorlar bakıp kafalarını çeviriyorlar. Birisi de çıkıp bu nedir demiyor. <b>Gördüğünü seyirciye hissettiriyor ama tepki yok.</b> Sonuncu aklıma gelense gene Kat ile ilgili. Sanki araba sahnesinde ayağının frene deyebilmesi için Kat karakterini oynayan kişi o kadar uzun boylu seçilmiş gibi bir izlenim bıraktı.</div><div><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://1.bp.blogspot.com/-uur3KP5rXok/X13WL0QyjfI/AAAAAAAADLc/BRH7G8egcFc7k8lbsWoQYuyCvRyyLPb9wCLcBGAsYHQ/s540/tenet%2B%25283%2529.gif" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="457" data-original-width="540" height="271" src="https://1.bp.blogspot.com/-uur3KP5rXok/X13WL0QyjfI/AAAAAAAADLc/BRH7G8egcFc7k8lbsWoQYuyCvRyyLPb9wCLcBGAsYHQ/w320-h271/tenet%2B%25283%2529.gif" width="320" /></a></div><div><br /></div><div>Toplama baktığımızda <b>10/9 </b>verdim. Zamanın içinden geçildiği sahnelerde özellikle Sator'un Kat'i silahla tuttuğu ve başrolün karşılarında durduğu sahne Nolan'ın "geriye sardırma" senaryolarının gelebileceği son halidir. Müthiş bir kurgu ve senaryoya sahipti. Seslerin farklı açılarda geriye sardırılması. Zamanın bir ileri bir geri şeklinde gösterilmesi. Başrolün objeyi bıraktığı yeri yalan söylemesi ve Satorun bunu zaman içinde geriye giderek kontrol etmesi mükemmeldi. Filmin müzikleri inanılmaz. 1 Puanı da Robert Pattinson oynuyor diye kırdım hahahaha. Batmande'de 2 puan kırıcam!</div><div><br /></div></div></div><div style="text-align: center;"><iframe allow="accelerometer; autoplay; encrypted-media; gyroscope; picture-in-picture" allowfullscreen="" frameborder="0" height="315" src="https://www.youtube.com/embed/aVMkvCTT_yg" width="560"></iframe></div>KavunPannhttp://www.blogger.com/profile/17367264173529284576noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-710449528099968848.post-89542959848079039012020-08-30T12:09:00.002+03:002020-08-30T12:09:56.917+03:00Osamu Dazai (Tsushima Shūji) - Hakkında<p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://1.bp.blogspot.com/-vdZj5I3QdKc/X0tm34s1nEI/AAAAAAAADKM/PXo9WtirjXIahAZLC31Y_F8NBnTpZtASQCLcBGAsYHQ/s800/osamu%2Bdazai.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="170" data-original-width="800" height="136" src="https://1.bp.blogspot.com/-vdZj5I3QdKc/X0tm34s1nEI/AAAAAAAADKM/PXo9WtirjXIahAZLC31Y_F8NBnTpZtASQCLcBGAsYHQ/w640-h136/osamu%2Bdazai.png" width="640" /></a></div><br /><p></p><p>Osamu Dazai (Gerçek adı: Tsushima Shūji) 19 Haziran 1909 yılında Aomori'de doğdu. 13 Haziran 1948 tarihinde Tokyo'da vefat etmiştir.<br /><br />Zengin ve politikacı bir babanın altıncı oğludur. Savaş zamanında kitap çıkarmaya devam eden nadir yazarlardan biridir. Dazai hayatı boyunca alkol, esrar gibi kötü alışkanlıklarla boğuşmuş ve kitaplarında kendisini eleştirmiştir. Karanlık dünyasıyla boğuşamadığı zamanlarda dört kez intihara teşebbüs etmiş, son intiharında yağmur sularına atlayarak yaşamına son vermiştir. Dazai'nin cansız bedeni doğum gününde <i>-19 Haziran-</i> bulundu. <br /><br />Savaş sonrası popülerliğini arttıran Dazai sık sık nihilist olmaya başlayan Japon halkını eleştirmiş ve gözden düşen geleneksel değerleri savunmuştur. Karanlık ve alaycı yazım tekniğiyle tanınmaktadır.<br /><br />Umutsuz yaşamı, karanlık hayatı kitaplarında yarattığı hayali karakterle okuyucusunun karşına çıkartan Dazai, Japonya'nın en önemli yazarlarından birisidir.</p><p></p><div style="text-align: center;"><b>Ülkemizde çevirilen kitapları;</b></div><div style="text-align: center;">Mor Bir Serserinin Gezi Notları</div><div style="text-align: center;">İnsanlığımı Yitirirken</div><div style="text-align: center;">Buruk Ayrılık</div><div style="text-align: center;">Batan Güneş</div><p></p>KavunPannhttp://www.blogger.com/profile/17367264173529284576noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-710449528099968848.post-57937858288595588392020-08-11T11:07:00.002+03:002020-08-11T11:25:21.052+03:00Japonya'da Anti-Maske Protestoları<p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><span style="text-align: left;"><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://1.bp.blogspot.com/-WvXBNNfimrQ/XzJQS41gqXI/AAAAAAAADJY/y8OtVO3UYN4LYQlPghVPg9zDoGgZ8IxfgCLcBGAsYHQ/s850/Japonya%2527da%2BAnti-Maske%2BProtestolar%25C4%25B1%2B%25281%2529.png" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="482" data-original-width="850" src="https://1.bp.blogspot.com/-WvXBNNfimrQ/XzJQS41gqXI/AAAAAAAADJY/y8OtVO3UYN4LYQlPghVPg9zDoGgZ8IxfgCLcBGAsYHQ/s640/Japonya%2527da%2BAnti-Maske%2BProtestolar%25C4%25B1%2B%25281%2529.png" width="640" /></a></div>Korona vakaları artmaya devam ederken, Japonya'da maske takmayı reddeden bir oluşum ortaya çıktı.</span></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">Japonya'da maske takmamanın cezası bulunmuyor fakat kalabalık ve kapalı alanlarda maske takmayan kişiler halk tarafından hoş karşılanmıyor. Maske, virüs öncesinde de Japon halkı için günlük yaşamın bir parçasıydı. Fakat korona virüsü başka oluşumların ortaya çıkmasına sebep oldu. <b>Anti-Maske</b> grubu sadece maskeye karşı değil korona virüsüyle gelen bütün kısıtlamalara karşılar.</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">Anti-Maske grubunun liderliğini ünlü bir <b>Japon Youtuber</b> ve "Popular Sovereignty" <i>-liberal görüşlü-</i> parti lideri<b> Masayuki Hiratsuka</b> üstleniyor. Liderler "Korona virüsü arayı açan bir soğukluktur" sloganıyla hareket ediyorlar ve bu görüşe katılan birçok takipçi bulunuyor.</div><p></p><div class="separator" style="clear: both;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both;">Destekçiler<b> 9 Ağustos'ta</b> Shibuya istasyonunda toplanarak; "Maske Sosyal Uzaklıktır", "Kendimizi Kısıtlama Gerekli Değil" şeklinde pankartlar açarak durumu protesto ettiler. Hiratsuka protestodan bir gün önce Youtube kanalına Yamanote İstasyonuna maskesiz giriş yaparken insanları da kendisine katılmayı teşvik ettiği bir video yükledi. Video yayılmadan önce eylem bazı kaynaklara daha önce düşünce Yamanote hattına giden kişiler istasyon hoparlör'lerinden uyarıldı. Maskesiz kişilerin aynı zamanda "Korona virüsü yalan", "5G Katildir" şeklinde tişörtler giydikleri görüldü.</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://1.bp.blogspot.com/-uGRlVIwuyHM/XzJP4jytVZI/AAAAAAAADJQ/QnvqoQaPRNwnN8vYIz0FLmWAvi54acrQACLcBGAsYHQ/s1080/Japonya%2527da%2BAnti-Maske%2BProtestolar%25C4%25B1%2B%25283%2529.png" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1058" data-original-width="1080" height="502" src="https://1.bp.blogspot.com/-uGRlVIwuyHM/XzJP4jytVZI/AAAAAAAADJQ/QnvqoQaPRNwnN8vYIz0FLmWAvi54acrQACLcBGAsYHQ/w512-h502/Japonya%2527da%2BAnti-Maske%2BProtestolar%25C4%25B1%2B%25283%2529.png" width="512" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">Yamanote hattında ikinci bir protesto'nun olması beklenirken eylemler halk tarafından kınandı.</div><div class="separator" style="clear: both;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both;"><div class="separator" style="clear: both;">Maske takmak Japon kültürüne o kadar yerleşmiştir ki, büyük bir salgın bir yana kişi burnunun aktığını fark ettiğin de bile maske takmak için ikinci kez düşünmez. Anti-Maskeler grubu <b>statükoya</b> meydan okuduğunu belirtsede Japonya'da maske takmanın sadece sizi korumakla kalmayıp başkalarını da koruduğu yaygın bir şekilde anlaşılmış haldedir.</div></div>KavunPannhttp://www.blogger.com/profile/17367264173529284576noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-710449528099968848.post-48437843383117930902020-08-08T09:54:00.000+03:002020-08-08T09:54:32.831+03:00İşine Geldiği Gibi Korona<div class="separator" style="clear: both;"><a href="https://1.bp.blogspot.com/-NF9XyehvSkU/Xyx_HxFTUGI/AAAAAAAADI4/i958PlFWFt4GIO6ycyg3lUSe3B9WN4KIQCLcBGAsYHQ/s626/%25C4%25B0%25C5%259Fine%2BGeldi%25C4%259Fi%2BGibi%2BKorona.jpg" style="display: block; padding: 1em 0px; text-align: center;"><strike><img border="0" data-original-height="319" data-original-width="626" height="319" src="https://1.bp.blogspot.com/-NF9XyehvSkU/Xyx_HxFTUGI/AAAAAAAADI4/i958PlFWFt4GIO6ycyg3lUSe3B9WN4KIQCLcBGAsYHQ/w626-h319/%25C4%25B0%25C5%259Fine%2BGeldi%25C4%259Fi%2BGibi%2BKorona.jpg" width="626" /></strike></a></div><div>İnsanları eve kilitleyen, dükkanların kapanıp sokakların "kiralık" hale dönüşmesine neden olan Korona, işine geldiği gibi <b>Korona'lanıyor.</b></div><div><br /></div><div>Kilitli kalmak ihtişamlı bir mutluluk saçtı. Yorgunluğun atılmasıyla gelen ana menü <b>'yasalar'</b> insanlığı kurtaran itici bir güç oldu. <br /><b>KOD ADI: KÇÖ!</b> Bu tatlı o kadar lezzetliydi ki sokağa çıkmadan da yaşamayı öğretti. <br /><b>Sonra ne mi oldu;</b> <span style="font-family: inherit;">maske/sosyal mesafe/eldiven/kolonya/dezenfektan/sokağa çıkma yasağıyla </span>boş gezen otobüsler, tuhafiyecisine kadar yerleri boydan boya kaplayan sosyal mesefa stickerları. Saniyelik öğrendiğimiz ateş ölçümleri.</div><div><br /></div><div>Uzun süredir ne zaman Japonya gibi olacağız diye söylenip dururdum. Artık maske takınca bulaşıcı hastalıklı, iğrenç biri gibi değil de sağlık için takıldığını öğrenmiş olduk. </div><div><br />İşine geldiği gibi korona bölümü <i>tatlının</i> güneş altında bozulmasıyla başladı. Yokuşlar, merdivenler hatta düz yollarda nefesi kesilen insanlarımız; "amaan başlarım maskesine de, koronasına da" diyerek başta saydığım herşeyi saniyelik işine geldiği gibi korona'ladı. Mağaza mağaza gezip "Korona diye birşey yok" diyen büyüklerimiz kasa kuyruklarında beklemeye gelemeyince kuyruğun sosyal mesafe kurallarına uygun bir şekilde uygulanması için etrafa bağırma eylemiyle meşgul oluyorlardı. Polis çağırırım o maske kapanacak!</div><div><br /></div><div><b>Bir diğer sevdiğimse; </b>Korona çıktığı an boşalan AVM görüntülerine "Korona sayesinde AVM'lerin ne kadar gereksiz olduğunu herkes gördü" yorumları yapıp bayram günü çoluğa çocuğa ne alacağız derdiyle kapılarında kuyruklar oluşturdular. Üç ay önce; bu kadar insan ölüyor dışarı adım atmam diyenlerin şuanda son tatil, son deniz düşüncesiyle vakaların artmasına sebep olduklarını gördük. Ne oldu da ne değişti? Sıkıntı mı, parasızlık mı, yaz ayının enerjisi mi.<b> = </b>Hepsi.</div><div><br /></div><span style="font-size: small;">
Yanlız burada ki dezenfektan bitmiş. <br />Şöhhyle doldur da koldan aşağıya bir ıslatalım kendimizi.<br />Siz cimri falan olabilir misiniz. Minnacık damlatıyhhyorda bu dezenfektan!</span><div><b><span style="font-size: small;">Bonus: Maskeni ters takmışsın.</span></b><br /></div>KavunPannhttp://www.blogger.com/profile/17367264173529284576noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-710449528099968848.post-36729213921856465512020-07-09T21:51:00.000+03:002020-07-11T00:48:28.612+03:00Mor Bir Serserinin Gezi Notları / Osamu Dazai<a href="https://1.bp.blogspot.com/-gp2HhD-ElYw/XqoKGBmMoFI/AAAAAAAADAw/WDMHwwJw44QPADu1AGng2LIXyVw5ePBcwCLcBGAsYHQ/s1600/Mor%2BBir%2BSerserinin%2BGezi%2BNotlar%25C4%25B1%2B%2BOsamu%2BDazai.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" data-original-height="600" data-original-width="389" height="400" src="https://1.bp.blogspot.com/-gp2HhD-ElYw/XqoKGBmMoFI/AAAAAAAADAw/WDMHwwJw44QPADu1AGng2LIXyVw5ePBcwCLcBGAsYHQ/s400/Mor%2BBir%2BSerserinin%2BGezi%2BNotlar%25C4%25B1%2B%2BOsamu%2BDazai.jpg" width="259" /></a><br />
Mor bir serserinin gezi notları yolculuğunda şehir yazısı yazacağı sanılırken, Dazai turşu kurmuş edebiyatçılar arasından sıyrılıp kitabı bir otobiyografi haline getirmiştir.<br />
<br />
Çok güçlü bir ailenin güçsüz hisseden oğluydu aslında Dazai. Ekonomik olarak iyi olsalar da Dazai dışarıya bile çıkmaya korkardı. Büyüyene dek annesinin tam olarak kim olduğunu algılayamıyordu. Roman Tsugarunun hikayesi olmaktan çıkarak Dazainin duyguları haline geldi. <b>Peki ya her şey kurguysa?</b><br />
<br />
Kurgu vardı ancak romanın tamamen kurgu olması imkansızdı! <i>Benim için değil.</i> Verilen duygular kurgu olma ihtimallerini gizleyerek sadece saklıyordu. İsimler değişiyor, mekanlar yanıltıyor verilen bilgilerin zamanları yer değiştirerek Dazai tarafından bilerek saptırılıyordu. Fakat bütün gerçek ortadaydı. Dazai ailesinden uzak kalmış, geri dönmek için kendisini cesaretlendiremiyordu. Arkadaşı Tsugaru hakkında yazı yazmasını istediğinde bütün kapılar açılmış oldu. <b>Tsugarulular her ne olursa olsun asla yenilmeyi kabul etmezlerdi!</b><br />
<br />
Dazai'nin iki karaktere büründüğünü görüyorum. Arkadaşlarıyla, kendi işini yaptığı sırada cesaretliyken, ailesine ulaştığında duygusal boşlukta, titreyen, ne yapacağını bilmeyen koca bir adam oluyordu.<br />
<br />
Tsugaru hakkında konuşurken her zaman dürüst ve objektif olmaya çalışmıştır. Bu konuda en ufak şüphem yok hatta memleketi Tsugaru olduğu için öveceğini düşünenler olmasın diye küçümsemeye çalışmıştır. Verdiği bilgiler bizlere birer gerçek kaynaktır. <i>-şehir hakkında verilen bilgiler okurken zorlanmanıza neden olacak-</i> Dazai'nin akıcı hikayesi içinde kaybolurken birden bir sayfaya takılmış bulacaksınız kendinizi. Kitabın son 15 sayfasında isimlerin, bölgelerin açıklaması bulunuyor. Ne demek istediğimi okurken anlayacaksınız.<br />
<br />
Ailesine karşı kendisini kanıtlama, konuşabilme isteğiyle yanıp tutuşuyor. Babası ile olan ilişkisi yok denecek kadar az bilhassa korkuyor. Babası öldükten sonra bu korkunun sebebi abisi oluyor. Fakat abisi ilginç bir şekilde hem kolluyor hemde babası gibi ayar veriyor. Abisiyle geçen bazı bölümleri eksik yazmış çünkü birçok kez intihar teşebbüsünde bulunup kurtulmuştur. <b>Yanında olan kişi de her zaman abisiydi.</b> Bazen bir olaydan bahsederken durduk yere "Abim bana artık çok kızgın muhtemelen geçmeyecek bazı şeyler var" dediğini göreceksiniz. Çoğunu intihar ve yaşadığı kötü ilişkilere bağlıyorum.<br />
<br />
<div style="text-align: center;">
<i>İnsanlar sık sık ihanete uğrar ve herkesin arasında rezil olur!</i></div>
<div style="text-align: center;">
<i><br /></i></div>
<div style="text-align: left;">
Dazai doğduğun da annesi hastalık geçirir ve teyzesi ile bakıcıları olan Take bakımı üstlenir. Take, Dazai için süper anne rolündedir. Ona ulaşma çabası Tsaguru hikayesinin temellerini oluşturuyor. Utanmayacak olsa gidip Takeye saatlerce sarılıp ağlamak isterdi. Sadece bu hisleri taşıyan bir yetişkin kitabın sonunda böylesine gerçek betimlemeleri hazırlayabilir.</div>
KavunPannhttp://www.blogger.com/profile/17367264173529284576noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-710449528099968848.post-71877209646293745732020-06-23T16:28:00.000+03:002020-06-23T16:28:35.782+03:00Japonya'nın Geleneksel Sodası "Ramune" Tekrar Yükselişte<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-XM3dFqfYids/XvICRquUmaI/AAAAAAAADHs/vsRXeOY_SiEUR1LgoXtdU4w5x2WDDubHACLcBGAsYHQ/s1600/Dk3MxZ5UcAEG4r4.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="900" data-original-width="1200" height="480" src="https://1.bp.blogspot.com/-XM3dFqfYids/XvICRquUmaI/AAAAAAAADHs/vsRXeOY_SiEUR1LgoXtdU4w5x2WDDubHACLcBGAsYHQ/s640/Dk3MxZ5UcAEG4r4.jpg" width="640" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
Ramune (ラ ム ネ) ingilizce kökenli, anlamı limonatadan gelen <b>Japonya'nın geleneksel bir sodasıdır.</b> Tadını diğer gazoz - sodalarla değerlendirmek gerekirse sprite, 7-Up, uludağ gazoz veya klasik sade sodalar gibi diyemeyiz. Ramune tamamen Ramune gibi tadı olan bir içecektir!<br />
<br />
Japonya'nın geleneksel sodası olsa da bulan kişi İskoç doğumlu <b>Alexander Cameron Sim'dir.</b> (eczacı) Alexander bu içeceği keşfettikten sonra 1884 yılında Kobe de piyasaya sürdü.<br />
<br />
Ramuneyi Ramune yapan en büyük özelliği, kendine has bir şişe tasarımına sahip olması ve daha önce bu içeceği içmemiş birinin kolay kolay içemeyecek olmasıdır. Şişe tasarımındaki ilgi çekici noktası: kapak bölümünde misket büyüklüğünde bir bilyenin olması. Ramuneyi her içişinizde bilyenin çıkardığı ses yaz mevsimini çağrıştıracak. <i>-bilyeli şişeler 1872 yılında Hiram Codd tarafından tasarlandı-</i><br />
<i><br /></i>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-73euwISorIk/XvICC4uoBmI/AAAAAAAADHk/CYUAlWDkPJMIVB69hkdbnXmtIVBH_-hhgCLcBGAsYHQ/s1600/Ramune.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="496" data-original-width="760" height="416" src="https://1.bp.blogspot.com/-73euwISorIk/XvICC4uoBmI/AAAAAAAADHk/CYUAlWDkPJMIVB69hkdbnXmtIVBH_-hhgCLcBGAsYHQ/s640/Ramune.png" width="640" /></a></div>
<i><br /></i>
<br />
Bir dönem o kadar popüler olmuştu ki Tokyo Gazetesi Kolera salgınına karşı Ramune içilmesini tavsiye ediyordu. İşin ilginç tarafı günümüzde yaşadığımız Pandemi (covid19) salgını zamanında da bu tavsiyeye benzer bir durum yaşanıyor. Şuanda McDonald's Ramune içeceklerini Japonya da satışa sundu. <b>-tabi fastfood zinclerine ait olan kutulama ile sattıkları için bilyelerin çıkardığı sesleri duyamayacaksınız!!-</b><br />
<b><br /></b>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-QaIm1Cfy4xA/XvICLCR-U7I/AAAAAAAADHo/pzuc2vvSAys-MU2GkXcIhEXBAZApiGghgCLcBGAsYHQ/s1600/file.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="576" data-original-width="1024" height="360" src="https://1.bp.blogspot.com/-QaIm1Cfy4xA/XvICLCR-U7I/AAAAAAAADHo/pzuc2vvSAys-MU2GkXcIhEXBAZApiGghgCLcBGAsYHQ/s640/file.jpg" width="640" /></a></div>
KavunPannhttp://www.blogger.com/profile/17367264173529284576noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-710449528099968848.post-40874052900412383472020-06-13T11:28:00.000+03:002020-06-13T11:29:37.000+03:00Hasta: 5<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-_-5AGkbHbRA/XuR96-zPzgI/AAAAAAAADGw/mhWb3aOo9bszcKguAK0YwUKMYldeTmxIwCLcBGAsYHQ/s1600/Hasta%2B5.webp" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="480" data-original-width="480" src="https://1.bp.blogspot.com/-_-5AGkbHbRA/XuR96-zPzgI/AAAAAAAADGw/mhWb3aOo9bszcKguAK0YwUKMYldeTmxIwCLcBGAsYHQ/s1600/Hasta%2B5.webp" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
Juri kargaşası; olduğum noktadan çıkıp evime dönmemi sağladı. Ancak geri dönüşüm, problemlerin peşimden gelmesini engelleyemedi.<br />
<br />
Evin içinde turlarken salonun sol köşesinde kalan banyodan mutfağa doğru aynanın yansımasını görüyordum. Her geçişimde farklı tiplemelere olan geçişlerimi gösteriyordu. Mutfak, koridor, salon ruh hallerime tanık oluyordu. Mutfaktan salona doğru giderken sinirli, dönerken denizaltı kaptanının bilmesi gereken herşeyi biliyordum. Eksik olan tek şey koordinatlardı. Aynanın başka ne görevi olabilir ki?<br />
<br />
Biraz oturmaya ihtiyacım var.<i> </i>Hala juri kargaşasına gülüyorum, komedi filmlerinde görebileceğiniz bütün unsurları taşıyordu.<br />
<i>Bounty satan yer kaldı mı? </i><br />
Hastanedeki yemekleri özleyecek miyim.<br />
Yemeklerin olmayan tatları, boşboş düşünmeyi hızlandırıcı bir özelliğe sahip.<br />
Hiçbirinin "tat"ları yoktu....<br />
Uyuya kaldığım sırada aniden televizyondan bir ses geldi. "tat ketçap" reklamının oynadığını gördüğümde bilinç altımın sıkıntılar yaşadığını fark ettim. <i>-en azından bilinç altımın durumunu anlamaya başladım.-</i><br />
<br />
Evin eşyalarını aldığımdan beri ilk kez bu koltuklarda uyuya kalıyordum. Hiç eskimemişlerdi. Tekrar normal yaşamı 'tadan' insanların olduğu dünyaya geri dönmüş, nereden başlayacağımı bilmiyordum. Eski odamda tüm caddeyi gören, eleştiri camım yerine, sizlere göstermek istediğim yeni camım. <i>Buradaki cam hiçbir şey göstermiyor. </i>Üç yıl önce taşınmak zorunda kaldığım, kısaca zorla götürüldüğüm evimde böyle bir camın olduğunu hiç hatırlamıyorum. Cama yaklaştıkça adımlarım yavaşlıyor ve soğuyordu. Uzaktan buhulanmış gibiydi. Küçük adımlarla yaklaşırken üst kattan yürüme sesleri duydum. Bilinç altım mı? Gerçek mi? Yeni odamda eski odamdaki sanrıları mı yaşıyorum? Ayak sesleri boğuk bir şekilde yankılanırken olduğum yerde kaldım. Vücudum isteğimin dışında hareket ediyordu. Adımları tekrar duydum fakat bu seferki çok daha gürültülüydü. Banyodaki ayna ve cam arasında kesişen noktada birşeyler oluyor, burada başkası olsaydı o bile hissedebilirdi. <i><b>Anlatılamayanı nasıl anlatabilirim ki?</b></i> Eğer yapabilseydim!<br />
<br />
Üst kattan gelen sesin verdiği ürpertiden kurtulabildiğim de camın buhulanmış olduğunu fark ettim. Hiçbir şey görünmüyor diyebilirim heralde. Arka tarafında minik su parçacıkları sağa, sola yavaş yavaş kayıyordu. Bu noktada farklı bir gezegenin saati ve mantığı işliyor. Kesişme noktasına getirdiğim kollarım elastikleşen bir yapıda kopacakmış gibi bir görüntü alıyordu. Korkutucu. Tüm gücümle dokunduğum an gözlerimin önüne binlerce saat görüntüsü geldi. Hepsi farklı saatlerde durmuş. Aynı zaman içerisinde farklı zamanlara, dakikalara parçalanıyor gibiyim. Aslına bakarsanız kocaman bir buzdolabının buzluk bölümünde temizlenmeyi bekleyen, dışarı doğru fırlamış buzlara dokunmuşcasına bir his. Büyük bir duruluk, sessizlik.. "Camın arkasında yaşadığını sandığım insanlar aslında yaşamıyor." Bunları konuşmak için çok erken. Böyle konuşmaya devam edersem muhtemelen kendi evimden kendimi kovabilirim. Yaşayamıyorlarmış! Gülüşmeler artık kulaklarımdan gidebilir mi? Yaşayamıyorlarmış!! Rahatsız edici. Bugün yeterince herşeyi biliyor rolü yaptım. Zihnim bile dalga geçiyor. Zihnim 'bile'. Ayna ile camın arasındaki bağı kavrayabilirsem; denizaltı kaptanlığıma, <b>bilinmeyen konumumdan</b> devam edebilir miyim.<br />
<i style="text-align: justify;"><br /></i>
<i style="text-align: justify;">Eski doktoruma yaşadıklarımı söyleseydim; yavaşça gıcırdayan koltuğuna oturup arkasına yaslanırdı. Bir iki dakika konuşmalarımı dinler ve tamamen bitmesini bekledikten sonra her zamanki gibi kendi kendine mırıldanmaya başlardı. Konuşmasına ara vermeden koltuğunun çokça aşağısında kalan bilgisayar kasasına doğru hafifçe eğilerek bilgisayarını açar sonra; denizaltı hakkında. Aramasını yapıp tüm konuyu üstlenirdi. </i><i style="text-align: justify;">Neler yapabileceğini az çok anladığınızı biliyorum.</i><br />
<i style="text-align: justify;"><br /></i>
<span style="text-align: justify;">Size iki adet arama önerisinde bulunsam birinde anlamsız, diğerinde de <b>korku</b> taşırdınız. Buyrun: ch-1 ve ch-2. Sözde çok zeki olan doktorunuza da bahsedin ki nasıl bir işin içine girdiğini anlayamasın. Muhtemelen aynı aramayı だいいちごうがたくせんてい yada 第1号駆潜艇 olarak yaptırsaydım çok daha farklı sonuçlarla karşılaşırdınız. <i>Aratmak istediğim konu ch-1'e geri dönerdi.</i> Bugüne kadar Harucomic Muragummy'nin kitaplarını okuduğumda, bildiği konuları -herşeyi- gözüme soktuğunu hissederdim. Bu gerçekten onun için utanç verici olmalı. Aynı utancı bende bugun anılarımı okuyan hastane ziyaretçilerime karşı yaşamak istiyorum.</span>KavunPannhttp://www.blogger.com/profile/17367264173529284576noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-710449528099968848.post-57042121583940972322020-05-19T12:11:00.001+03:002020-05-19T12:11:55.712+03:00Yakınlık/Uzaklık Duymak ≡ Reenkarnasyon İlgisi Olabilir Mi?<div style="text-align: left;">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-APfVDDhxOuY/XsOZOdB4_8I/AAAAAAAADFg/gCln-XdmlUkmkEEmJyr11NspWQf_ae9DgCLcBGAsYHQ/s1600/Yak%25C4%25B1nl%25C4%25B1k%2BDuymak%2B%25E2%2589%25A1%2BReenkarnasyon%2B%25C4%25B0lgisi%2BOlabilir%2BMi.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1001" data-original-width="1500" height="427" src="https://1.bp.blogspot.com/-APfVDDhxOuY/XsOZOdB4_8I/AAAAAAAADFg/gCln-XdmlUkmkEEmJyr11NspWQf_ae9DgCLcBGAsYHQ/s640/Yak%25C4%25B1nl%25C4%25B1k%2BDuymak%2B%25E2%2589%25A1%2BReenkarnasyon%2B%25C4%25B0lgisi%2BOlabilir%2BMi.jpg" width="640" /></a></div>
<div style="text-align: center;">
<i>Birçok kaynaktan bilgi paylaşımında bulunmadım. Sadece kendi kendime konuşmayı başarabildim.</i></div>
</div>
<div style="text-align: left;">
<i><br /></i></div>
Genetik kodlarımız, anlık davranışlarımız üzerinde etki ederek şuan ki konumumuza göz kırpıyor olabilir mi?<br />
<b>*genetik kodu açmam gerekirse fiziksel değil tam anlamıyla root hali.</b><br />
<br />
Lise yıllarımda reenkarnasyona farklı açılardan bakmaya çalıştım. İnsanlar reenkarne muhabbetini duyduğu zaman "büyük biri" olduğu hakkında hayallere dalarak konuşmaya başlar. Mutlaka üst yönetim geçmişi vardır. En kötüsü Roma soylusudur. Biz bu açıdan çıkalım. Reenkarne gerçekten varsa ve bahsedeceklerim bu kadar basit olsaydı muhtemelen birçoğumuz üst kişi değildik.<br />
<br />
<b>Örneğin önünüze üç farklı meyve koyuldu.</b> Sevdiğiniz olanı almanız tesadüf olmayacaktır. Peki ya neden o meyveyi seviyorsunuz? Örneğe aynı meyveler üzerinden farklı kişileri eklersek, seçilen meyvenin kişiye göre değişeceğini biliyoruz. Kodlarımız<b> geçmiş-anlık zaman aralığına</b> yardımcı oluyor olabilir mi.<br />
<br />
Farklı konulara bakalım. Bir kişinin Fransayı çok sevdiğini ve özel hisleri olduğunu varsayalım.<br />
*sevgi konusunu açmakta fayda var. Merak etmekten, gezme isteğinden çok daha öte bir sevgi olmalı. Sevgiden bağlılık yoluna gidercesine. Marşını öğrenmek isteyecek kadar. Belkide Fransaya gitmiş, oraya ait olmasa bile o kültürü içinde hissetmeye devam ediyordur. <i>-kültür karmaşası değil-</i><br />
<br />
Düşüncelerim <b>anti tez</b> tarafınada bakmama yardımcı oluyor. Birçok kişi Fransaya karşı bu tarz duygular hissedebilir. Kenya yada akla gelebilecek finansal açıdan düşük, sosyo-kültürel anlamda kapalı olan ülkelere karşı sevgi taşıyan kişi sayısı neden az? Elbette Kenya'ya karşı "sevgi" hisleri taşıyan birileri olacaktır, fakat güçlü olan ülkelere göre daha az olacaktır. Burada mantığımı devreye sokarak düşünüyorum. Düşük seviyede olan bir ülkeye karşı sevgi hisseden kişi sayısının fazla olmayacağı sonucuna varıyorum. Muhtemelen kodlarımız Kenya tecrübesini hatırlasa da, iyi anıları olmadığı için "sevgi" hislerini çokta aktif etmiyor olabilir.<br />
<br />
Bahsettiğim duygular bu noktaya kadar sevgi ile ilgiliydi. Alanımızın konseptini değiştirelim. Çok yakın arkadaş olduklarımız ve dost olarak gördüklerimiz. Etrafımızda binlerce insan varken sınırlı sayıda seçtiğimiz kişileri neden seçiyoruz? Belki bu konuda biraz sevgi ile ilgili. Ancak meyve veya ülke örneklerinden farklı bir sevgi. Çok iyi bir örnek olacak; bazen tanıştığımız kişilere karşı ön yargımız olmadan çok samimi ve içten buluruz. Veya yüzlerce ünlü varken bazılarını takip etmeyi seçeriz. Kısacası yapılan minimal seçimlerin önceki yaşantımızla alakası olabilir. Konuşmamın hiçbir yerinde reenkarnasyonun olup olmadığını tartışmadım ancak böyle durum varsa yaptığımız seçimlerde kodlarımızın geçmiş tecrübelerini bizlerle paylaştığını düşünüyorum. Varsayım örneklerinin sonu yok, <b>geri çekilme ve sessiz kalma tecrübelerini de yaşıyoruz.</b> Örneğin bir kişi resime ilgi duyuyor fakat kendisini harekete geçirmiyor. Sergilere gidiyor, sosyal medyada çizerleri takip ediyor fakat iş "kişinin" yapmasına geldiğinde hep bir tıkanıklık yaşıyor. Burada geçmiş kodlarımızın yaşadığı kötü bir tecrübe bizi engelliyor olabilir mi? <i>-tembellik muhabbetine girmeyelim tembellik örneğim değil-</i><br />
<br />
Düşüncelerimi doğru bir şekilde nasıl aktarabilirim bilmiyorum ama yakınlık veya uzaklık duyduklarımıza karşı itici bir gücün olduğunu düşünüyorum. Elbette herşeyi öncesinde yaşamadık. <b>Kodlarımız hala yeni tecrübeler kazanmaya devam ediyor.</b>KavunPannhttp://www.blogger.com/profile/17367264173529284576noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-710449528099968848.post-68993913307187250002020-05-10T18:52:00.011+03:002020-05-10T19:08:32.472+03:00Japonyada Koronavirüs Sebebiyle Evsizler Baskı Altında<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://1.bp.blogspot.com/-Dibbkt7cQSk/XrghByuy1aI/AAAAAAAADEo/nRcP9tAQ_iwqm3WhmF9rRVJPxJ37loSkACK4BGAsYHg/Japonda%2BKoronavir%25C3%25BCs%2BSebebiyle%2BEvsizler%2BBask%25C4%25B1%2BAlt%25C4%25B1nda.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="566" data-original-width="850" height="426" src="https://1.bp.blogspot.com/-Dibbkt7cQSk/XrghByuy1aI/AAAAAAAADEo/nRcP9tAQ_iwqm3WhmF9rRVJPxJ37loSkACK4BGAsYHg/w640-h426/Japonda%2BKoronavir%25C3%25BCs%2BSebebiyle%2BEvsizler%2BBask%25C4%25B1%2BAlt%25C4%25B1nda.jpg" width="640" /></a></div><div><br /></div><div>Japon hükümeti koronavirüs sebebiyle gönüllü olarak dükkanların kapatılması için ricada bulundu. İnsan yoğunluğunun fazla olduğu internet kafeler dükkanlarını kapattı.</div><div><br /></div><div>İnternet kafeler kapandıktan sonra birçok evsiz, tekrar sokaklarda kalmaya başladı. <b>Moyai Dernek Başkanı Ren Ohnishi;</b> 2020 Yaz Olimpiyatları ertelendiği için sporcuları konaklayacak Olimpiyat alanlarının evsizlere açılması için çağrıda bulunarak çevrimiçi bir şekilde 53.000'den fazla imza topladı.</div><div><br /></div><div><i><b>Olimpiyat alanları yaklaşık 11.000 sporcuyu konaklayabilecek kapasiteye sahip.</b></i></div><div><br /></div><div>Japonyadaki internet kafeler kuruldukları dönemde sadece internet hizmeti verirken isteğe bağlı olarak konaklama, özel kabin, duş sistemi gibi hizmetler de vererek popüler bir hale gelmiştir.</div><div><br /></div><div>Hükümetin bildirisine göre internet kafeleri uyumak, duş almak için kullanan en az 4.000 kişi bulunuyor.</div><div><br /></div><div><b>Şehir yetkilisi Kazuo Hatananaka,</b> "Kapanan internet kafelerden dolayı sokaklara dönmek zorunda kalan evsizler için yaklaşık 500 oda hazırladık. İlerleyen dönemde oluşacak yığılma içinde hazırlıklıyız." dedi.</div><div><br /></div><div><b>Tokyo Valisi Yuriko Koike'de;</b> Konaklama alanlarının ortaklık içeren gayrimenkul girişimi olduğunu söyleyerek birçok bölümünün satışa sunulduğunu, hastanelerde yoğun bakıma ihtiyaç duymayan hastaların barınması içinde uzun süredir bu alanların kullanıldığından bahsetti.</div>KavunPannhttp://www.blogger.com/profile/17367264173529284576noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-710449528099968848.post-87489460869606340332020-05-01T13:22:00.000+03:002020-05-05T00:35:02.393+03:00Vivarium - Lorcan Finnegan (Film Analizi)<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-u7rANtfsX2A/XqvUsJ3p1vI/AAAAAAAADBM/KKc7oFXd8N8EngXeW5LvWyobkvM5_GhwACLcBGAsYHQ/s1600/5854150.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1500" data-original-width="1013" height="640" src="https://1.bp.blogspot.com/-u7rANtfsX2A/XqvUsJ3p1vI/AAAAAAAADBM/KKc7oFXd8N8EngXeW5LvWyobkvM5_GhwACLcBGAsYHQ/s640/5854150.jpg" width="432" /></a></div>
<br />
Sürrealizm ve Postmodernizm temasını taşıyan Vivarium filmini anlamak için, kafanızdaki bütün düşünceleri yanınızdaki bir çekmeceye bırakarak izlemelisiniz.<br />
<br />
<b>Vivarium nedir? </b><i>"Vivaryum, bilimsel amaçlarla hayvanların doğal davranışlarını gözlemlemek ve araştırmak için doğal hayat şartlarının oluşturularak muhafaza edildikleri yerdir."</i> Yani "-yum" adı ile oluşturulmuş alanlar içerisinde gerçeğe en yakın kopya ortam Vivaryumdur.<br />
<br />
<b>Filmin açılışı;</b> Kuşların sergilediği tavırlar doğal bir seleksiyon olarak izleyiciye gösterilir. Yavrular kardeş olsalarda içgüdüsel olarak düşmanlar. Annesinden gelecek yemeği yiyebilen tek kişi olmak, hayatta kalmayı başarabilmektir. Doğal yaşamın sergilendiği sahneden sonra kendi hayat alanımızı görüyoruz. Bizim yavrularımız 'insan çocukların' gösterildiği sahne gelir. Doğa ile verdiğimiz yaşam mücadelesi <i>'rüzgar'</i> teması ile verilerek çocukların doğayı taklit etmesi ile son buluyor.<br />
<br />
Tom ve Gemma filmin iki ana karakteri. Günümüz çağına uygun bir çift. Beraber kuracakları yeni yaşam için ev arıyorlar. Martin ile karşılaştıktan sonra <b>hayatları, bizim hayatımızın izleyici önüne çıkarılan bir tiyatrosu olacak!</b><br />
<br />
Martin'in götürdüğü evlerin hepsi aynı, tekdüze ama mükemmel bir yapıda. Hepsinin aynı olması <i>'kapitalist</i>' düzenin yaratmış olduğundan öte değil. Yani bize ait. Bina ve çevrenin <b>yeşil </b>olması muhtemelen Vivaryum ortamının, sürüngenler için olmasından dolayı doğaya çağrışım yapılmasıdır. Ve tabiki yeşil rengi güveni temsil etmektedir.<br />
<br />
<b>Martin aniden kaybolur. </b>Tom ve Gemma tek kalmıştır. Aile olmayı başarıp, başaramayacaklarını göreceğiz. Uzaktan bakıldığında evet, zoraki bir evliliğe sürüklendiler, aslına bakarsak; zaten ikili arasında olacak olan bu değil miydi?<br />
<br />
Zoraki yaşamı kabullendikten sonra sıradan bir yaşam onları bunaltmaya başlıyor. Geçmişe özlem duyuyorlar, yemeklerden tat alamıyorlar. Kendi hayatımıza baktığımızda: iş - ev - izinli gün - yemek - uyku döngüsünde yaşıyoruz. Filmde bu döngü, çiftin evden çıkıp diğer evlerin çitlerinden geçerek tekrar kendi evlerine dönmeleriyle gösteriliyor.<br />
<br />
<b>9 rakamı:</b> Birçok kültür için yeniden doğuşun sembolüdür. Aynı zamanda sorun olmadığı sürece hepimiz annemizin karnında "9" ay kalıyoruz. Evin kapı numarasının 9 olması da tesadüf değil.<br />
<br />
Kutu ile gelen çocuk sahnesi. Sadece izlemek için izlersek biraz saçma gelecektir fakat derinden incelemenizi tavsiye ediyorum. Kutu açıldığı anda bebeğin vücudunda ıslaklık olduğunu göreceksiniz. 9 rakamı ile bebek olgusunun birleşimi, yeni bir hayatta sorumluluk almayı bildiriyor. Büyüklerimiz için çocuğumuzu düzgün yetiştirirsek, dünyadaki görevimizi yerine getirmiş olmuyor muyuz? Gemma çocuğa babasından daha hızlı alışıyor. Davranışları anaçlaşarak basit şeylerle de mutlu olmayı başarıyor. Tom ise duruma alışabilmiş değil, hatta çocuktan sonra eşine uzaklaşıyor.<br />
<br />
Birçok kültürde olduğu gibi gece yapacağı kazma çalışması için eşine "sen gelme ben halledebilirim" diyor. Türk kültüründe de olağan dışılık bir durum söz konusu değil.<br />
<a name='more'></a><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-XJOeE35mFLM/Xqvbk8tBfjI/AAAAAAAADBY/sskoeqVdG20YdFj3IJ43PZFEVF_6ui4AACLcBGAsYHQ/s1600/2222222222v.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="669" data-original-width="1600" height="267" src="https://1.bp.blogspot.com/-XJOeE35mFLM/Xqvbk8tBfjI/AAAAAAAADBY/sskoeqVdG20YdFj3IJ43PZFEVF_6ui4AACLcBGAsYHQ/s640/2222222222v.png" width="640" /></a></div>
<br />
<b>JR.Martinciğimiz yani çocuk hakkında konuşmamız gerekirse;</b> Aile tarafından bir kamera olduğu vurgulanıyor. İzleyici için aileyi bu ortama zorunlu bırakan kişinin kamerası. Gerçeküstücülüğü bir kenara koyabilirsek çocuğumuz birer açık kaynaklı kod gibidir. Bizlerden alacakları kodlar ile büyür yetişirler. Öğreteceğimiz herşey gelişmelerine, eğilimlerinin nasıl olacağına yardımcı olur. Eğer döver, dışlar, anlayamassak ne kadar kötü olacaklarını daha yetiştirmeden anlayabiliriz. Temelinde hiçbir çocuk doğuştan kötü değildir. Neyi öğretirsek çoğunlukla onun peşinden gideceklerdir. Tabi aile sadece kodlamanın temelidir. İyi eğitim verip varoş bir okula göndermekte saçma olacaktır. Nitekim temelden sonra başlangıç evreside aile kadar önemlidir. Gemma bu öğretiye çokta uzak değil. JR.Martinciğimize alıştıktan sonra üzerini giydirirken "Bunları öğrenmen lazım, biz hep yanında olamayız" dediği sahneyi dikkatle izleyin.<br />
<br />
<div style="text-align: center;">
<i>Film sürrealizm'in doruğuna ulaşmaya başladığında, dünyamızdan uzaklaşır gibi olurken görüntü yönetmeninin harika ışıklandırmaları tam sınırda bırakıyor. Bizim dünyamız değil çok yapay derken, evet bu yansıma, bu ışık, harika tonlar evet evet hala bizim dünyamızdayız!</i></div>
<br />
Tom'un çocuğa kızdığı bölümde, aile arasındaki bağın kopmaya başladığı gözler önüne serilmektedir. İlerleyen süreçte Tom evden uzaklaşmaya, Gemma'da çocuk ile ilgilenmeye başlayacaktır. Bu sahneler arasında Gemma'nın yatakta dönerken yatağın koruması, seyirciye parmaklık izlenimi vererek kocası ile arasındaki bağın kopmasındaki zirveyi gösteriyor.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-ZapvL30LUFs/XqvblDFtKWI/AAAAAAAADBc/-UygCzrpuV8aQ-UxfA4LaygAjFAuVorVACLcBGAsYHQ/s1600/11111v.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="667" data-original-width="1600" height="266" src="https://1.bp.blogspot.com/-ZapvL30LUFs/XqvblDFtKWI/AAAAAAAADBc/-UygCzrpuV8aQ-UxfA4LaygAjFAuVorVACLcBGAsYHQ/s640/11111v.png" width="640" /></a></div>
<br />
<br />
Gemma yanlızlaşmaya başladıkça bunalıma giriyor. Ataerkil baskının gücü, adamın yanlız kalmasından çok kadın tarafındaki yanlızlığın dikkat çekmesine sebep veriyor. Sonuç olarakta Gemma psikolojik sorunlarını atlatabilmek için kocasına geri dönüyor. <b>Ancak arada ilginç bir sahne mevcut. Kendi çıkarımlarıma göre</b> JR.Martin elinde kırmızı bir kitapla Gemma'nın yanına gelerek okuması için kitabı veriyor. İzleyicinin anlamadığı bir dil ile yazılmış kitapta sadece görselleri anlıyoruz. Anne ve baba kromozomları sonucu bir bebeğin dünyaya geldiği. Yönetmen muhtemelen çocuk ve anne arasındaki bağın izleyici tarafından net bir şekilde anlaşılmasını istiyor. Ama Gemma psikolojik olarak bu durumu atlatamayarak Tom'a <i>"Küçükken onu öldürmene neden izin vermedim ki?"</i> diyerek herşeyi çöpe atıyor. Çocuk konumunu kaybederek anne ile babanın ilişkisini tekrar güçlendiriyor. Ailelerin çocuklarını dünya'ya getirme sorumluluğuna girip belli bir noktada pes ettiklerinde, umursamazca çocuklarını kenara atıp kendileri ile ilgilenmelerini ifade ediyor.<br />
<br />
JR.Martin büyüdüğünde büyük kötü son gerçekleşiyor. Çocukları üzerinde herhangi bir emek harcamadıkları, ilgilenmedikleri için kendilerine zarar verebileceğini düşünerek odalarının kapısını kilitlemeye çalışıyorlar. Çocuğuna düzgünce bakmış, yetiştirebilmiş hangi aile çocuğundan korkar ki? İyi bakmamış rezil olmuş bir <i>"şapşal"</i> aile korkabilir.<br />
<br />
Tom kini ve öfkesi sayesinde ailenin <b>imgesel: </b>kuyusunu güzelce kazmıştır. Çocuğun aktif döneminde ailesine karşı atacağı bir gol, bütün sonucu getirecektir. Gemma tam bu noktada çocuğu ile yaşadığı "tartışma" sonucunda <i>-kazma ile vurduğu sahne- </i>bazı gerçekleri görür. Yeraltının açılması ile diğer aileleri teşhir ettiğinde kendi durumlarının birçoğundan iyi olduğunu ama artık herşeyin çok geç olduğunu görür. Özellikle bir ailenin intihar ettiği sahne zirvenin bir nevi son halidir.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-zZ7iKHOQPy0/Xqv30Jw88qI/AAAAAAAADB4/PDmFOd8Brm0h32eeTpFMvfgqux4W7roFwCLcBGAsYHQ/s1600/Vivarium%2B-%2BLorcan%2BFinnegan%2B%2528Film%2BAnalizi%2529b.gif" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="209" data-original-width="500" src="https://1.bp.blogspot.com/-zZ7iKHOQPy0/Xqv30Jw88qI/AAAAAAAADB4/PDmFOd8Brm0h32eeTpFMvfgqux4W7roFwCLcBGAsYHQ/s1600/Vivarium%2B-%2BLorcan%2BFinnegan%2B%2528Film%2BAnalizi%2529b.gif" /></a></div>
<br />
Bir anne ne yapar? Ölür, dedi JR.Martin. <b>Sistem bütün görevi eline alarak ailenin suçunu üstlenir.</b> Martin artık çocuk olmaktan çıkar ve sistem içerisinde kendisine yeni bir yer bulur. Ulaştığı noktada kendi öğrendikleri -temel ve başlangıç evresi- vardır sadece. Yönetmenimiz sonuç kısmında sanki hayata olan sinirini de dile getirmiş gibi. Sisteme karşı bir baş kaldırı var fakat sistemin istediklerini yerine getirsekte, getirmesekte herşey onun istediği gibi olmayacak mıdır?<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://1.bp.blogspot.com/-q9JX0LuzJ-I/Xqv2QKkY93I/AAAAAAAADBs/fAwxbUxJmHk2Gdzt8GWtM4IC0Tg0YfRAACLcBGAsYHQ/s1600/Vivarium%2B-%2BLorcan%2BFinnegan%2B%2528Film%2BAnalizi%2529a.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="679" data-original-width="1600" height="271" src="https://1.bp.blogspot.com/-q9JX0LuzJ-I/Xqv2QKkY93I/AAAAAAAADBs/fAwxbUxJmHk2Gdzt8GWtM4IC0Tg0YfRAACLcBGAsYHQ/s640/Vivarium%2B-%2BLorcan%2BFinnegan%2B%2528Film%2BAnalizi%2529a.png" width="640" /></a></div>
KavunPannhttp://www.blogger.com/profile/17367264173529284576noreply@blogger.com0